ISSIZ ANKARA YENİ HAYAT

1.ISSIZ ANKARA: BAŞLANGIÇ

İlk kitabım olacak.
Hikayeyi bütünüyle aklımda kurguladım.
Hatamız varsa affola.

Hergün bir bölüm yayınlamaya çalışıyorum desteklerinizi esirgemeyin.

Okunma oldukça bölüm gelecektir.
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.

İyi okumalar.

Ankara
12 Ocak

Aramıza girmiş dağlar denizler

Gelemem diyorum öf öf sen gel diyorsun

Kar yağmış yollara örtülmüş izler

Bulamam diyorum öf öf sen bul diyorsun

Sanma bu sevgimiz sence yaygara

Ne defter bıraktım öf öf hep sıra sıra

Sen yoksun ya böyle ıssız Ankara

Duramam diyorum öf öf sen dur diyorsun

Kızıltuğum baharımı yazımı hey can yazımı

Hangi kalem yazmış öf öf benim yazımı

Dert ortağım olan dertli sazımı

Çalamam diyorum öf öf sen çal diyorsun

Cem Adrian
Öf öf

Ah ıssız Ankara ah, kimsesizliğimin şahidi Ankara, nasıl bu kadar sana benzeyebiliyorum ki ?
Sert ıssız ve soğuk.

Biten şarkıyla beraber, daldığım hayallere son vererek terim soğumadan, oturduğum banktan kalkıp eve doğru yürümeye başladım.
Ama hayallerde, düşüncelerde, beynimin içini saran bir örümcek ağı gibi, benimle birlikte hareket ediyordu.

Bir an aklıma fakülte'deki bir hocanın,
"sen etrafına siyahlık yayıyorsun, kötü enerjin ve karanlığın seninle beraber dışarıya yansıyor, bu kadar karamsar olma."
demişti demesine ama sonradan bana dönüp,
"ama daha önce karanlığın, bu kadar yakıştığı birini görmemiştim. "
diyerek bana göz kırpıp, geçip gitmişti.

İlginç yaşlı bir dinazordu.*
Ceza hukuku dersine giriyordu.

Eve doğru koşarken, yağmur yerini kara bıraktı.
Sitenin korusundan, hızlıca çıkıp eve geldim.
Hergün sabah 6 da uyanır, Adliye'ye gitmeden ,sitenin korusunda koşardım yaz kış farketmeksizin.

Bana çok iyi geliyordu, kendimi dinleme kafamdan herşeyi gözden geçirmeme, imkan veriyordu.

Fatma teyze yalnızlığımın yoldaşı, kahvaltıyı masaya hazırlamış beni bekliyordu.
Ona görünmeden, hemen banyoya geçip sıcak bir duş aldım.
Yıllardır birlikte olup, hergün koşmama rağmen söylenmeden edemiyordu.

"Hasta olacaksın kuzum, bari kışın soğuk havalarda koşma" diyordu. Bi' de "
ayazda dışarı çıkıyorsun, bak yumurtalıkların üşüyecek, çocuğun olmaz"
diye de ekliyordu.