ISSIZ ANKARA YENİ HAYAT
VEDA 3
Çok uzun bir bölüm oldu.
Bilerek bölmek istemedim.
27 bin kelimelik bölüm okuyacaksınız.
Şimdiden yıldıza tıklarsanız mutlu olurum.
Bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.
⚠️Konu bütünlüğü açısından bölümü biraz geriden başlattım.
Bilginize...Çiğdem ablayla Nihat abi, Mehtap'la da Resul abi gelmişti.
Onların arkasından da yavaşça merdivenleri çıkan Hasan amca ile Hatice Teyze vardı.
Çıkmakta zorlandığını biliyordum merdivenleri.
Birkaç kez yemekleri burada yapıp, aşağıda yemeyi teklif etsemde kabul etmedi.
Yanımıza mutluluktan uçarak geldiğini söyleyip, onun içinde bir nevi spor olduğunu dile getirince, bir daha konusunu açmadım.
Benim atölye ile kendi işyerlerini kapatıp gelen Kübra ve Pınar'la masada yemekler hazır olunca yerleştik hepimiz yerlerimize.
Mehtap'ın gözleri sürekli üzerimdeydi.
Kaş göz yapıp durdu yemek boyunca.
Sabırsızlıktan çatladığına emindim.
Yavaş yavaş herkesin tabağının boşalmasıyla ayağa kalkıp birşey demeden mutfağa girdim.
Hazırladığım kutuyu elime alıp, yanlarına vardığımda herkes pür dikkat Resul Abinin anlattığı bir olayı dinliyordu.
Çaktırmadan ortalığı topluyor gibi yapıp, Ali'nin tabağını toplayıp kenara koyarak önünü boşalttım.
Bir saniye dahi gözlerini üzerimden çekmeyen Mehtap'a göz kırpmamla yanındaki Resul Abinin koluna hızla vurdu.
"Bir dakika sus Resul yaa!! " diye bağırıp, eliyle beni işaret etti.
"Bu kırmızı kafa eşek şakası yapacak abime !" Diyince, sinirlenerek masadaki peçeteyi üzerine fırlattım.
"Sen niye benim şakamın içine ediyorsun şimdi?" Diye öfkeyle bağırdığımda ikimiz de çok iyi oyuncuyduk ki herkes bizi sakinleştirmeye çalışıyordu.Elimdeki kutuyu bana sakin ol diyen Ali'nin önüne koydum.
"Al sana şaka!" Dememle sanki Mehtap'la az önce atışmamışız gibi cebinden telefonunu çıkarıp "bu eşek şakasını kaçıramam!" Diyip video kaydına başladığının sinyalini verdi.
Öyle bize bakan Ali'ye ' hadi aç " dedim.
Diğerleri de merakla ne olduğunu sorarken, Ali kutunun kapağını açtı.
Eline alıp kurcalamadığı için ne olduğu belli değildi.
Gözleri bana döndü " ne bu?" " diyince omuz silktim. " neymiş bir bak bakalım!" Dedim.
Kaşları çatıldı, hızla kutuyu avcunun içine ters çevirince neredeyse bir portakal büyüklüğünde yumurta benzeri sarımtrak renkte plastik sürpriz yumurta düştü.
Dışından hiçbirşey belli değildi.
Elinde birkaç kez çevirince üstteki mandalı buldu.
Mandalı çekmesiyle yumurta ikiye ayrılıp sarı bir civciv çıktı içinden.
Avcundaki Civciv'e bakıp kaldı bir süre.
Anlam veremediği kesindi.🐣🐣🐣🐣🐣🐣
"Ali'm! " dediğim de gözleri beni buldu.
"Yumurtadan civciv çıktı!" Diye gülerek devam ettiğimde, bir elindeki Civciv'e birde bana baktı.
Saniye saniye kaşları havalandı.
İnanamayarak kahkaha atmasıyla, sol yanağındaki minik çukur ortaya çıktı.
"Hamileyim!" Diye gözlerine bakarak fısıldadığımda, gözleri hızla karnıma düştü."Şaka yapmıyorsun değil mi?" Diye tedirginlikle sorunca gözlerimden yaşlar süzülerek başımı iki yana salladım.
"Bunun şakası olmaz.
Oldu işte istediğin, istediğimiz yumurtadan civciv çıktı!" Dedim sesimi yükseltip hem ağlayıp hem gülerek.
"BİLGE!" Heyecanla ayağa kalkıp beni de aniden kaldırıp sıkıca sarılmasıyla, diğerlerinden de sesler yükseldi.
"Hamilesin! " diye tekrar tekrar konuşup sorguladı durumun gerçekliğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ANKARA YENİ HAYAT
General FictionTomris Bilge Aktan Teşkilat ve Adalet için savaşan güçlü bir kadın... Genç gözükara vatansever bir Savcı... Hayatı yalnızlıkla sınanmış.. Ve bu hayati bir kazayla tersine dönerse Sizce hangi hayatı daha acısızdır. Ya da Tomris Bilge Aktan gerçekt...