71.ISSIZ ANKARA:SONUN BAŞLANGICI

850 44 88
                                    

Herkese merhaba...

Yeni bölüm geldi dostlar...

25 bin kelimelik güzel bir bölüm oldu.

Oy ve yorum gayesi gütmüyorum ama  satır aralarına beğendiğiniz beğenmediğiniz yerlere yorum yaparsanız sevinirim.❤️❤️

Bundan sonra bölümleri uzun tutmayı istediğim için ortalama bir haftalık süre sonunda yeni bölüm gelecektir.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın...

Keyifli okumalar dilerim...

Seviliyorsunuz Bilge'nin yoldaşları.🤗❤️🌺

&&&

"Hadi gidelim bir yerlere çay kahve birşey içelim.
Tabii sizin planınız yoksa."
Savaş'ın çıkışa doğru yürürken konuşmasına ben ağzımı açamadan İlker planımızın olmadığını söyleyerek teklifini kabul etti.

Savaş'ın İlker'i yakından tanımak istediği belliydi.
Aslında bizi bugün atışa boşuna da getirmemişti.
Hem İlker'e hem bana bazı şeyleri göstermeye çalışıyordu.
İlker'le tartıştığımız konu yüzünden, bize ikimizin de aldığı eğitimin, öncelikli mesleklerimizin ne olduğunu net bir şekilde aramızdaki farklılığı, bize kanıtlamaya çalışıyordu.

Savaş'ın isteği ile Eymir gölü kenarındaki çay bahçelerine doğru yola çıktık.
Arabada sürekli Beyza ve Kaan arayıp, mesaj atınca bir fırsatını bulup Rus'u aramayı düşündüm.

Arabadan inince aklıma gelenle, İlker ve Savaş'lara annemleri arayacağımı söyledim.
Onlar gölün üzerine iskeledeki oturma alanına yönelirken, arkamı onlara dönüp ormana doğru yürümeye başladım.
Çantamdan diğer telefonu çıkarıp, baktım.
Beyza'nın dediği gibi bir sürü mesaj atıp aramıştı beni.
Hemen bende onu aradım.

"Didem! "
Tam üçüncü kez çalarken dövmeli aramayı yanıtladı, sesini duydum.
"Merhaba müsait misin Vitaly?"
"Evet konuşabiliriz, yine kayıplara karışıyorsun kızıl?
Ulaşamıyorum sana."

Sesi üzgün hatta kırgın gibi geliyordu.

"Aradım işte, bence bunu bu kadar sorun yapma." sesimi yükseltip konuşunca nefes sesi kulağıma geldi.
"Bak geçen sana söylemiştim, benim işlerim bittiğinde, boş kaldığımda sıkıntıdan sana sararsam, seni sürekli arayıp mesaj atarsam sonra bana kızma da."

Gülerek konuşmamla o da güldü.

"Ah keşke Kızıl! "
İç çekerek konuşmasıyla,onun görmeyeceğini bilerek başımı iki yana sallayıp gözlerimi devirdim.

"Bekliyorum o günleri, sana kızacağımı sanmıyorum.Aksine büyük ihtimalle hoşuma gidecektir üstüme düşmen."

İçimden söylediğine sen onu içime düşmen hoşuma gider desene diye seslensemde sessiz kalıp sadece gülerek konuşmayı yanıtsız bıraktım.

"Nasılsın ne yapıyorsun?"
Sorusuna bir an ne cevap vereceğimi şaşırdım.
Gözümün önünde ormanlık alan olunca aklıma ilk geleni söyledim.

"İyiyim bugün pazar olunca, arkadaşlarla bir farklılık yapıp, pikniğe geldik."

"Aaa hiç beklemezdim senden, doğa piknik falan sever gibi durmuyordun."

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin