ISSIZ ANKARA:VEDA 5

752 47 124
                                    

Herkese Merhaba.

Veda 5 karşınızda, okunmayı bekliyor.

Ben bu bölümü yazarken çok keyif aldım.

Umarım sizin de sıkılmadan zevkle okuduğunuz bir bölüm olmuştur.

Canlarım benim, bölüm sonu ve satır aralarında yorumlarda buluşalım.

Oy vermeyi unutmayın, seviyorum sizleri ❤️

⚠️⚠️
Bazı yerleri geriden aldım. Daha net anlayalım konu bütünlüğü olsun diye.
Kafanız karışmasın bu bölüm, yeni bölüm canlarım.
⚠️⚠️

"Sen bir gel bizimle!" Mehtap'ın kolumdan tutup çekmesiyle kalktım ayağa.
Kim bilir yine ne aklına gelmişti.
Mehtap önde ben arkasından mutfağa geçerken, Kübra ve Pınar hemen arkamda, onların arkasından da Çiğdem abla geliyordu.
"Geç otur sen!"
"Ne oldu?" Mehtap'ın gösterdiği sandalyeye oturdum ne olduğunu sorarak.
Dört görümcem de Daltonlar gibi dizildi karşımda büyükten küçüğe.
Dördünün de kolları göğsünde bağlandı.
Vardı bunlarda birşey!!

"Abimin gazını aldın mı yenge?"
Kübra'nın sorusuyla gözlerim ona döndü.
Dördü de birbirlerine omuz atıp gülüştüler.
Şimdi belli olmuştu bunların niyeti, beni niye mutfağa çektikleri.
"Sence Kübra!! Abim azgın boğa gibi dolanıyordu. Daha arabada, yemeye başlamıştır bu zilliyi."
Mehtap'ın imalı sözleri güldürdü hepimizi.
Utanacak değildim onlardan.
Aylardır görüyorlardı Abilerinin halini, tavrını.
Benim birşey söylememe gerek yoktu.

"Yenge! Masaj nasıldı? Süt banyosuna da girdiniz mi?" Pınar'ın merakla sorduğu sorulara başımı iki yana salladım.
"Bilmiyorum Pınar'ım.
Abin istemedi masaj falan bana da zorla iptal ettirdi hepsini." Dediğimde sinirlenerek sesleri yükseldi kızların.
"Masözü mü kıskandı?"
"Keşke inat edip sen yaptırsaydın bari! Sana niye izin vermedi ki?"
Çiğdem abla ile Mehtap arka arkaya sordu nedenini.

"Beyefendi odadan çıkmak, boşa vakit kaybetmek istemedi......"diye konuştuğumda, dört görümceminde kaşları havalandı saniye saniye.
"Ben masajı isteyip, ısrar ettiğim de 'başlarım elinin herifinin yapacağı masaja, ben sana mutlu sonlu olanından yaparım!' Diyince kıramadım bende kendisini!" Ali'nin sesini taklit ederek konuşunca kızlar boğuldu kahkahaya.

"İyice maçolaştı ha!! Önceden bu kadar kıskanç kıro değildi."
Mehtap'ın sözlerine benden önce Çiğdem abladan itiraz yükseldi.
"Ali hep aynıydı.Hayatında kimse olmadığı için çok görmedik biz bu yönünü.Bizimle olan iletişimiyle, karısı ile kurduğu iletişim bir değil ki.Simdi bu haline tanık olunca şaşırıyoruz doğal olarak."
Çiğdem ablanın dediklerini bende onaylayınca, Hatice annenin seslenmesi üzerine döndük terasa.

Can Bartu hâlâ Ali'nin kucağında duruyor, ellerini ağzına sokmaya çalışıyordu ses çıkararak.
Akşam yemeğini hep beraber yedikten sonra ayrıldık evlerimize.
Ben ufak tefek evin işlerine girişince, Can'a bakmak mamasını vermek Ali'ye kaldı.
Ben temizlik ütü yaptığım süreçte, Can'ın karnını doyurup, bir güzelde uyuttu Ali.
Can'ın uyuması, ev işlerinin de bitmesiyle geçtim bilgisayarın başına.
Üç günlük işim birikmişti.
Önce, kendi sistemime girip günlük veri girişlerini düzenleyip raporlamasını yaptım ilk iki saatte.
Bu arada Ali iki kez kahve getirip gitti çalışma odasına.
Esas işim bitince, Fatih Başkan'ın bu ara başıma sardığı işe başladım.
Operasyon stratejileri, operasyon planlama ve analizi Ersan'ın başında olduğu büronun işiydi.
Ancak bazı dosyalardan bana sorumluluk verilince, timlerin çıkacağı operasyonun bütün detaylarını belirleyip analizlerini yapmak da bana kaldı.
Yaklaşık iki saatte planlama ile uğraştım Ali'nin hadi hadi diye söylenmelerini dinleyerek.
Uykusu vardı, uyumak istiyordu ama benim koynumda, benim göğsümde.
El mahkum bıraktım işi gücü, yatırdım koca bebeği koynuma.
Biraz sırnaşsa da ben yüz vermeyince 10 dakika geçmeden uyuya kaldı.

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin