ISSIZ ANKARA VEDA 4

547 36 70
                                    

Selam Millet🤗

Kayıp yazarınız döndü.

Yaklaşık iki haftadır yirmilik diş problemi yaşadım.
Bu nedenle de bir süre Wattpade giriş yapamadım.
Beşinci bölümü yazmam da uzun sürdü.
Tam anlamıyla  bitmiş değil ama sizleri daha fazla bekletmek istemediğim için bayram öncesinde yayınladım dördüncü bölümü.

Şimdiden herkesin Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutlarım.
Böylede klâsik bayram mesajı gibi oldu ama neyse  😁 mazur görün beni.

Ben eğlenerek yazdım bu bölümü.
Umarım sizlerde beğenirsiniz.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
Yorumlarınızı okumayı seviyorum.

Bölümler arası kopukluk olmaması adına geçmiş bölüm sonunu hatırlamanız için geriden başlattım bölümü.

Y

azım yanlışları olabilir, bölümü çok fazla kontrol etme imkânım olmadı.

Yeni bölümün başlangıç yerinde
şu 👉⚠️⚠️⚠️⚠️ işareti göreceksiniz

"Can geliyor Ali! Sancım var." Dediğimde, yerdeki bakışları hızla gözlerimi buldu.
"Ciddi misin?" Diye sorarken anında yüz ifadesi değişti.
Başımı salladım ona.
.........
.........
.........
"Bilge, annem sancını soruyor, ilk doğum hemen olmaz biraz bekleyin diyor evde." Diyince mecbur söylemek zorunda kaldım.
"Öğlen ikiden beri sancım var Anne.........."
............
............
"Ya ne dedim ben sana Bilge! Yine aynısını yapıyorsun deli ediyorsun beni! "
"Ah kızım nasıl dayandın o kadar saat? Ali haklı Bilge! Niye söylemiyorsun bize akşamdan sancın olduğunu!"
Ali'nin bir yandan aracı kullanıp, bir yandan bana söylenmesine bu sefer Hatice Anne de destek çıktı haklı olarak.
Canım o kadar yanıyordu ki, zaten oturamıyordum, sancı da girip duruyordu sürekli.
Kendi canımın derdine düşünce, ikisinin de dediklerini duymazdan geldim.
Gözlerimi kapattım, ardından derin nefesler alıp sık soluklar vererek, kendimi kontrol altına almaya çalıştım.

"Bilge! Turna kuşum iyi misin? Birşey söyle bana!Ne oluyor?" Ali'nin endişeli seslenmesiyle gözlerim aralandı.
Başını sık sık arkaya çevirip bana bakıyordu.
"İyiyim ben! Önüne bak sen! Sakin ol.İlaçlarını da almadın , tansiyonun yükselecek şimdi.
Ayrıca yavaşla biraz! Çok hızlı sürüyorsun arabayı." Dedim ardı ardına konuşarak.
Dörtlüleri yakmış, son hızla sürüyordu arabayı.
Önde, yanında oturan Hatice Annede yavaşlaması için konuşunca daha da sinirlendi gerginlikle.
Arabayı sağa çekip durdurarak, oturduğu yerden bir hışımla bana doğru dönderdi bedenini.
"Yeter Bilge! Önce kendini düşün! Kendini!! " diye birden bağırınca gözlerimiz birbirini buldu.
Oldukça öfkeli görünüyordu.
"Başlarım şimdi tansiyonuna da ilacına da.
Düşünme benim tansiyonunu kalbimi yaa! Önce kendini sonra oğlumuzu düşün.Nereden baksan 16 saattir sancı çekiyorsun!Senin canın yanıyor ve benim elimden gelen hiçbirşey yok."
Öfkeyle başlayan konuşması sonlara doğru, isyana dönüştü.
Sözlerinden sonra zorlukla yutkunduğumu görünce
yüzündeki öfkeli ifade silindi birden bire.
Her zamanki gibi içi giderek baktı gözlerime.
"Sana şimdi çok güzel edebiyat parçalardım ama zamanımız yok!" Diyince gülümsedim canım yana yana.
Edebiyat parçalardım derken neyi kast ettiğini çok iyi biliyordum.
Ve bu sefer gerçektende zamanımız yoktu.

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin