42.ISSIZ ANKARA:GEÇMİSTEN GELEN

621 53 1
                                    


Oy vermeyi unutmayalım arkadaşlar.


İyi okumalar...







12 Mayıs Perşembe

İki gündür evden dışarı çıkmamış kimseyle çok fazla konuşmamıştım.
Zaten dışarı çıkabilecek kadar kafam ayık değildi.

Salı günü bana ne olduğunu öğrendiğimden beri iyi değildim.
Aklımda sürekli ifade tutanağında okuduklarım geliyordu.
Beni bu kadar basit aptalca birşey için mi dövüp hayatımı mahvetmişlerdi.
Bu terörün bulaşmadığı kimse canını yakmadıkları insan yoktu.
Benim de canım yanmış hayatım kaymıştı.
Kabullenemiyordum.

16 yıl koskoca 16 yıl 5840 günüm ailemden ayrı geçmişti.
İlk genç kızlığım ,ergenliğim ,lise hayatım, üniversite sınav heyecanım, mezuniyetim , savcılığım hayatımın en önemli günleri onlardan ayrı geçmişti.
En çok da ona üzülüyordum.
Bizim birlikte mezuniyet fotoğrafımız yoktu.
Bizim birlikte avukat Cübbeli fotoğrafımız yoktu.

Abimlerin düğün resimlerinde ben yoktum.
Onların ilk heyecanlarında  onların mezuniyetlerinde ben yoktum.

Yeğenlerim olduğunda ben yoktum.
Aramızdaki sevgi aynıydı bunu hissediyordum ama 16 yıllık koskocaman bir boşluk da vardı.
Yeri doldurulması imkansız olan.

Kimseye kızmıyorum daha doğrusu kimseye kızmaya hakkım yoktu.
Annem ve babamın hiç bir suçu günahı yoktu.
Onlar zaten 5840 gün boyunca boş bir mezarın başında yıllarca acı çekip ağladılar.

Hakan babam ve Hale annem ise onların tek amacı beni yaşatmaktı.
Yepyeni bir hayat vermişlerdi bana .
Beni Ankara'da yetimhaneye de  bırakabilecekken onlar beni kendi kızları görüp nüfuslarına almışlardı.
2 buçuk yıl da olsa bana aile olup birlikte dünyayı gezmiştik neredeyse.
Benim herkesden uzaklaşıp yalnız kalma isteğim kendimi bulmak içindi.

Ben kendimi Berfin olarak hissetmiyordum.
Ben Timdekiler Fatma annem İlker tarafından  normal zamanlarda Bilge, bana sinirlendiklerinde ise  Tomris diye çağırılan Tomris Bilge'ydim.

Tonton'un can yoldaşı çocukların ablası kardeşi civcivimin ablannesiydim.

Salı günü akşam çilingir sofrası kurmuş bir güzel dağıtmıştım.
Fırat Abim de vardı ama onu hiç umursamayarak kendimi alkole vermiştim.
Masaya biralar geldi  gitti şişeler boşaldı.Beni hiç kesmedi.
Viski geldi.
Agresif istediğim gibi Black label almıştı.
Viskinin içine jelibon atınca abimin ağzı açık kaldı.
Bilmiyormuştu neden atıldığını güldük onun şaşkınlığına .
Şişeyi neredeyse tek başıma bitirdim.
İlginç bir şekilde alkole karşı bünyem oldukça sağlamdı.
Sarhoş değildim.Sadece rahatlama vardı.
Abim ben içtikçe şaşırdı bana gerçekten bu kadar alkolik olduğumu tahmin etmiyormuştu.

Ama bu daha neydi ki hele bir Efe Gold açalım bir de rakı masasında görecekti beni.

Uzun bir gecenin ardından ertesi gün yani mahkeme günü öğleden sonra uyanmıştım.
Nerdeyse  ikindi ezanı okunacaktı.
Telefonum kapalı olduğu için hiçbir şeyden haberim yoktu .
Telefonu açar açmaz telefona bildirim yağmaya başladı.
İlker'den timden annemlerden sayısız mesaj ve çağrı vardı.
Hiç birine cevap vermeden Mehmet Abimi aramış davayı sormuştum.
Tam tahmin ettiğim gibi sabahki ilk mahkemede  ikiside canice hislerle adam öldürmeye teşebbüs suçundan " teşebbüs olduğundan"
Çünkü ben ölmedim 12 yıl 8 ay ceza almışlardı.

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin