69.ISSIZ ANKARA:KÜÇÜK MAÇKALI

704 44 47
                                    

Herkese merhaba..

Yeni bölüm geldi.

Uzun bir bölüm oldu 16 bin kelimelik umarım beğenirsiniz.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli Okumalar...

"Şimdi herşey İlker'in elinde hayat onun hayatı, zamanında kendi hayatına seyirci kalmış ama, bu saatten sonra bu devir böyle yürümez.
Hayatına, hayallerine, evliliğine dört elle sarılma vakti.
Ben o çabaladığı müddetçe yanındayım.
Biz bu hayatta ikimizde olsak, ben onun herşeyi olurum, biliyorum ki ben onu mutlu da ederim.
Ancak ben geniş aile seviyorum.

Sizlerden ricam hiç birşey için geç değil.
Yarın öbür gün torununuz doğmadan, düzeltin bazı konuları.
Mutlu bir aile içinde sevgiyle büyütelim.
Gerçek bir dede- torun babaanne -torun ilişkisinde büyüsün.

Ha unutmadan dede demişken de belki de en çok kırgınlığım Dede'me.
Karşısına çıkıp ta konuşacak yüz göz olacak değilim.
Ama beni hayal kırıklığına uğrattı.
Ailemde Dedemdir, büyüğümdür asla saygısızlık yapmam.
İşyerinde zaten kendileri Asım Bey olarak, üst amirim konumunda yine saygısızlık yapmam."

Ulan ne konuştum anasını satayım boğazım kurudu.
Masanın üstündeki şişedeki suyu bardağa boşaltıp içtim.
Nasıl utandırdım sizi iki lafimla.

Ne saygısızlık yaptım, ne kötü söz söyledim.
Bu yaşına kadar ailesi yanında olmayan, yetim öksüz, kimsesiz bir kız olarak ailenin ne olduğunu, karşılarına geçerek, üst düzey mantıklı konuşmamla gelini olacak kişinin yani benim, nasıl kendini geliştirmiş bir insan olduğunu gösterdim onlara.

Lan benim gibi, fıstık gibi gelin bulmuşlar,
Elimde iki ayrı mesleğim var ikisinde de üst düzey başarılıyım.
Güzellik fizik desen on numara mankenlere taş çıkartırım.
Edep, ahlak desen bir numaralı hanımefendiyim.
Zeka desen sığmıyor bu bedene taşıyor dışarı hahhaha.

Vallahi dört dörtlük kadınım, kıymetimi bilmeleri, her istediğimi yapmaları lazım.

İşte az birazcık egom var, o kadar kusur kadı kızında da olur.

Ama şimdi Allah var ego da bana çok yakışıyor yavv.

Hem İlker zaten, ego patlaması yaşayan Bilge'yi de seviyor.

Bu bölüm Dünya Kadın hakları gününün olduğu haftada Asil Türk Kadınlarına  gelsin...

Bardağa koyduğum suyun hepsini içtim.
Çok konuşmaktan boğazım kurumuştu.
Gözüm Ferda anneye takıldı, usul usul gözyaşları süzülüyordu.
Masanın üstündeki kutudan peçeteyi alıp Ferda anneye uzattım.

"İlker'in kime çektiği belli oldu anne.
Ana oğul ne kadar da sulu gözlüsünüz ya."
Gülerek konuşmamla İlker boştaki elimi sıkarken, Ferda anne de kendini tutamayıp güldü.

"Bakmayın siz bana, ağlayasım geldi öyle."
Verdiğim peçeteyle, makyajına dikkat ederek gözyaşlarını sildi.

"Lütfen anne daha fazla yıpranmayın, üzmeyelim birbirimizi."

Gülümseyerek yüzlerine bakmamla, hem babam hem Ferda anne başını salladı.
Garson boş bardakları almaya gelince, hepimize birer Türk kahvesi de söyledik.
İlker sessizdi.
Sürekli masanın üzerindeki elimle oynuyordu.
Kendince avcumun içinde daireler çiziyordu.
Geldiğimizden beri hiç konuşmaya dahil olmadı.
Aklıma İlker'in hastane kayıtları gelince, unutmadan onunda söylemek istedim.

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin