74.ISSIZ ANKARA:HAYALLERİMİN ÖTESİNDE

774 39 43
                                    


Herkese Merhaba...

Yeni bölüm geldi...

Bu bölüm nihayet benim çocuklar evleniyor düğünümüz var🤵👰.

Upuzun 29 bin kelimelik bölüm oldu.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Sevgilerimle...

Keyifli okumalar dilerim...

&&&

İlker'in dediğini Alp de bana söylemişti.
İkiside abi kardeş yatırımı arabalara yapmış.
Şimdiki ikinci el fiyatlarını görünce onlarında kendileri açısından en doğru kararı vermiş olduğunu görüyorum.

İlker'den önce Alp bana İlker'in iki evi ve sadece ikisinin bildiği bir arkadaşları ile ortak galeri işi yaptığını öğrendim.
İstanbul'a gittiğimde Alp söylemese hiç haberim yoktu.
İlker bu konularda ketumdu.
Gerçi İlker'e ketum diyorum ama bende adama yeni söyleidim malımı paramı.

"Kim bu arkadaş İlker? Bu ortak olduğunuz?"
Sorumla İlker gülmeye başladı.

"Soner!"
Dediği isme şaşırdım.
"Bizim Soner abi?" Şaşkınlıkla tekrar sormamla başını salladı.

Elimi ağzıma kapatıp şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım.
Yıllardır tanırım Soner abiyi, hiç böyle bir işi olduğunu bilmiyordum.

"Aaaa bizim hiç haberimiz yok! Peki galeriyi kim işletiyor?"
Şaşkınlıkla merak ettiklerimi sordum.

"Kardeşi başında duruyor, hukuki olarak 3 ortağız, Soner, Alp, ben.
Biz çalıştığımız için kardeşi Semih başında.
Onlarda abi kardeş kendi aralarında ortak.
Herkes herşeyden payına düşeni alıyor.
Bu pandemi bize yaradı.Güzel kazandık."
İlker'in mutlulukla konuşmasına mutlu oldum.
Kollarımı kaldırıp boynuna sarıldım.
"Ay çok sevindim bitanem!"
Tam geri çekilip öpmeyi düşünürken kapı çaldı.

Geri çekilip toparlandım.İceri girilmesi için, müsade verip kapıya baktım.

"Savcı Hanım rahatsız ediyorum, kurye geldi.
Sizin teslim almanız gerekiyormuş."

Nurcan Hanım odaya girmeden kapıdan, konuşmasıyla meraklandım.

"Tabii alın içeri!"
İlker'le konuşurken göz göze geldik.
Benim bütün kargolarım eve gelir, buraya sadece lokumlar gelirdi.

Kapıdan ses gelince, ayağa kalktım.
Genç iki çocuk birinin elinde büyük oldukça şık bir kutu, diğerinin elinde kocaman kırmızı gül buketi vardı.
Kutu neyse de kırmızı gül buketi, şaşırmama neden oldu.
İlker bana kırmızı gül almazdı.
Gözlerim İlker'e döndü.
Onunda kaşları çatılmış, ayağa kalkmıştı.

"Savcı Tomris Bilge Aktan?"
Çocuklardan biri seslenince başımı ona çevirdim.

"Buyrun benim!" Tek kaşım havada konuşmamla çocuk kutuyu uzattı.

"Masaya bırakın lütfen" diyerek elimle masayı işaret ettim.
İlker benden önce diğer çocuğun elinden gülleri almış, kart varmı diye buketi kurcalıyordu.

"Kim gönderdi, gönderen belli mi?"
Sorumla kutuyu masaya bırakan çocuk, cebinden telefonunu çıkarıp baktı.

"Vitaly Surikov!"
Çocuğun dediği ismi duyar duymaz, donup kaldım.
Hamle yapmasını bekliyordum ama bu hiç aklıma gelmemişti.

ISSIZ ANKARA YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin