Köy girişine yaklaşırken uzakta onun karakterini gördüm yanında aynı loncada bulunan üç eleman daha vardı. Birlikte dans ediyorlardı.
Yanlarına yaklaştığımda aralarından birisi önüme geçip dururken diğerleri hala dans ediyordu.
Pasha mesaj gönderdi.
Kesinlikle hedefim sen değilsin. Yanda yanıp sönen mektuba tıklarken gözüm Cerberous'un üzerindeydi.
Pasha: Ufak bir oyun oynayacağız seninle sana bir bilmece soracağım bilirsen serbestsin.
Blackrose: sor bakalım.
Pasha: Uzundur incedir yarıktır başı dürttükçe sürttükçe akıtır gözyaşı?
Al işte çattık yine. Parmaklarım klavyede gezinip okkalı bir küfür yazmıştı fakat göndermeden mesajı sildim. Yeniden bir şeyler yazmadan önce ellerim klavyenin üzerinde kısa süre bekledim.
Kadınlar böyle şeylere nasıl cevap verebilir?
İki seçenek aklıma geliyordu ya safa yatacaktım yada tersleyecektim. Agresif olmak yerine salağa yatmayı tercih ettim.Blackrose: Ayy düşündüm ama bilemedim ki ne olabilir acaba?
Burun kenarım iğrenmeyle kırışırken göndermeden bir süre bekleyip mesajın başındaki ayy ı sildim ve öyle gönderdim. En başından bu kadar belli etmeme gerek yoktu.
Pasha: Bol bol vaktimiz var düşün biraz daha.
Blackrose: tamamm düşüneyim birazzz
Pasha da diğerlerinin yanına gidip dans etmeye devam edince Cerberous genel konuşmadan yazdı.
Cerberous: Noldu lan bildi mi?
Pasha: Yok bilemedi abi
Cerberous: E niye bıraktın?
Pasha: Düşünecekmiş birazzz
Yanlarına biraz daha yaklaşıp durdum.
Blackrose: yaaa bulamıyorum kiiPasha: niye bulamıyosun kiiii
Kafamda kurduğum taktiklerden birini uygulamanın tam zamanıydı.
Blackrose: Ben bizimkilere çay koyup geleyim beyler izninizle bir yandan düşünürüm hemde
Cerberous: Kolay gelsin
Kafeteryadan çay alıp kafenin önündeki masalardan birine geçtim. Cebimdeki paketten bir dal çıkarıp dudaklarım arasına yerleştirip tutuşturdum. Masadaki küllüğü önüme çekip çayımdan yudum alırken bilmeceyi düşünüyordum.
Uzun incedir yarıktır başı dürttükçe sürttükçe akıtır gözyaşı.
Ne lan bu. Cevap veriyorum yarrrrrak. Kafamı sağa doğru yatırıp kendim için sabır diledim. Düşünmeye devam ederken çayım bitmiş sigaramın sonunu içime çekip küllüğe basmıştım. Elimi anlıma vurup nasıl aklıma gelmedi diye düşündüm.
İnternetin nimetlerinden faydalanabilirdim. Bilgisayarın başına yerleşip bilmeceyi google'a yazdım. Ekşi sözlük imdadıma yetişmişti. Oyunu ekrana açtım.
Blackrose: Geldimm.
Cerberous: Hoş geldin. Adın ne senin?
Kısa bir süre duraksadım. Erkek adı mı vermeliydim kız adı mı? Erkek adı verirsem konu burda kapanabilirdi. Kız adı vermek ise fazlasıyla basit kaçardı. Erkek adı vermeliydim. Karakterimi sağa sola hareket ettirdikten sonra cevap verdim.
Blackrose: Mahmut sizin?
Cerberous: Ben Cem, Pasha Samet, Alonewolf Mete, Baron olanda Kaan. memnun olduk.
Blackrose: Bende memnun oldum beyler. Bu arada cevabı buldum galiba.
Pasha: Eee?
Blackrose: Dolmakalem. Yani öyleymiş google amcadan biraz yardım aldım.
Cerberous: Olum diyorum size google da bakın cevabı var mı yok mu diye. S1kicem yapacağınız işi ya.
Alonewolf: Lan herkese tek tek bilmecemi uydurucaz am1na koduuum
Cerberous: Düzgün konuş ben koyarsam oyunun başına bir hafta oturamazsın.
Pasha: Cem koy göte çoğu kişi aratmayı akıl edemiyo zaten ki bu gidişle uğraşacak kimse kalmayacak oyunda aq.
Blackrose: Cevabım doğru herhalde geçsem ben?
Cerberous: Kolay gelsin kardeşim geç sen.
Blackrose: Teşekkür ederim iyi eğlenceler diliyorummm.
Köyün içine doğru girip pazarlara göz gezdirirken ne aradığımı bile düşünemiyordum çünkü zihnim onlarla daha doğrusu Cem ile yeniden nasıl muhattap olabileceğimi düşünmekle meşguldü.
Cerberous mesaj gönderdi.
Gözlerim sağ tarafta yanıp sönen mektuba doğru kayarken dudaklarım yukarıya doğru tatmin olmuş bir şekilde kıvrılmış gülümsemeye başlamıştım.
Oyun başlasın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Novela JuvenilTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.