63. Blöf

1.5K 146 29
                                    

Elini yumruk yapıp sertçe direksiyona vurduğunda bakışlarımı yazıdan Cem'e çevirdim.

"Sikicem ki o kızı ben."

Söylene söylene arabanın kapısını açtığında onu tutup içeriye çektim.

"Gidip dövecek misin, ne yapacaksın?"

Burnundan soluyup dişleri arasından yanıtladı.

"Bulurum bir şey."

Yutkunup bu işle nasıl başa çıkarım diye düşünmeye çalıştım. Ciğerlerimdeki nefesi yavaşça bıraktım. Söylenirken bir yandan titreyen ellerimle torpido gözünün içerisine bakınıyordum.

"Önce şu yazıyı silelim."

Cem histerik şekilde gülerken bir anda susup arabadan fırladığında ben de peşinden koşturdum.

"Cem, Cem dur, lütfen dur."

Attığı geniş adımları ancak koşturarak yakalayabilmiştim. Sırtındaki polardan tutup onu yavaşlattıktan sonra diğer elimle yanından doğru uzanıp göğsünden tuttum.
Yavaşladığında arkadasından ona sarıldım.

"Dur. Ne yapacaksın gidip, dövecek misin sanki?"

Göğsünün önünde bağlanan ellerimi çözmeye çalıştı.

"Ne yapıcam, oturup izliyicem mi, ne bekliyosun Poyraz?"

İki kürek kemiğinin arasınasına anlımla yavaşça vurdum.

"Bilmiyorum ama şu an gidip tepki verirsen apartmanda duymayan kalmayacak bizi."

Kollarımın arasından kurtulup yüzünü bana doğru döndü ve elini arabasına doğru sallayıp konuştu.

"Lan görmüyor musun? Böyle giderse zaten duymayan kalmayacak. En azından hıncımı alayım orospudan, yanına kalmasın."

Aslında haklıydı ancak Hülya'nın istediği tepkiyi verecek olmak işime gelmiyordu. Yinede çenemle apartmanı gösterdim.

"Tamam, şöyle yapalım ben gidip onu getireyim. Dışarıda konuşalım. En azından apartmanı ayağa kaldırma ihtimalinden korunmuş oluruz."

Cem kısa süre apartman kapısına baktıktan sonra bana döndü.

"İyi, tamam. Geleceğini pek sanmıyorum ama dene bakalım şansını."

Kafa sallayıp apartmana koşturdum. Merdivenleri ikişer üçer tırmanıp Hülya'nın oturduğu kata çıktım. Kapıyı çalmadan elim havada bir kaç saniye kapının önünde bekledim. Kapıyı Hülya'nın annesi açınca şaşkınlıkla kaşlarımı yukarı kaldırdım. Sonuçta evde tek yaşamıyordu, doğru. Boğazımı temizledim.

"Selamın aleyküm Asiye teyze. Hülya evde mi?"

Asiye teyze aynı şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.

"Evde yavrum, yeni geldi. Nefes nefese kalmışsın bir sorun mu var, hayırdır inşallah?"

Kafamı iki yana sallayıp bakışlarımı kaçırdım.

"Yok, yok. Bir şey soracağım ona çağırır mısın rica etsem?"

Kafa sallayıp içeriye dönüp Hülya'ya seslendikten bir kaç saniye sonra Hülya kapıda belirdi.

"Aaa Poyraz'cım hoş geldin. İçeri gel istersen."

Yüzündeki yapmacık sırıtışın altındaki kötülüğün kokusunu alabiliyordum.

"Gelmeyeyim, Hülya'cım. Seninle konuşmam gereken bir konu var biraz dışarı gelebilir misin?"

Annesi aramızdaki gerilimi anlamış olacak ki hafif çatık kaşlarının altındaki bakışlarını aramızda gezdirdi.

DOLUNAY +9 - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin