Kapıyı çaldığımda kimse açmadığı için anahtarımı söylenerek çantamdan çıkardım. Kim bilir nereye gitmişlerdi? Kapıyı ardımdan kapatırken elimle duvarı yoklarken karşımda parıldayan ışığı görünce gözlerimi kıstım.
Annem elinde tuttuğu pastayla bana doğru yürüyor Funda'yla birlikte iyi ki doğdun şarkısını söylüyorlardı. Doğum günüm iki gün sonraydı aslında ama erken kutlamışlardı. Çatılan kaşlarım yavaş yavaş gevşerken gülümsedim. Funda el çırpıp konuştu.
"Dilek tut. Üfle, üfle!"
Ne dilek dileyeceğimi düşünürken kısa süreliğine duraksadım. Aklıma şuanda sadece tek bir şey geliyordu.
Umarım Cem, Salih denen o itle sevgili değildir ve her şey ikimiz için güzel olur. Ciğerlerimi havayla doldurup önümdeki dudaklarımı büzerek mumlara üfleyip söndürdüm.
"Hadi yiyelim!"
Funda mutlu mutlu son kez el çırparken kıkırdadım.
"Doğum günü bahane pasta için sabırsızlanıyorsun değil mi?"
Annemle güldüklerinde masaya geçip pastalarımızı yerken muhabbet ettik. Funda beni tek kıstırdığı ilk yerde sessizce konuştu.
"Onunla ilgili bişey diledin değil mi?"
Yüzündeki sırıtışı görünce kolunu hafifçe cimcikledim.
"Başka işin yok mu kızım senin?"
Biraz vahlanarak az önce sıktığım yeri ovuşturdu.
"Söylemezsen söyleme suratından belli! Hem cevabımı aldım ben."
Onu kovalamaya başladığımda odasına kaçıp kapıyı hızla çarparak yüzüme kapattığında annem içeriden seslendi.
"Yavaş olun gecenin bir vakti oldu!"
İkimizde seslendik.
"Tamam anne!"
Herkes uyumak için odasına çekilirken Salih ve Cem meselesini düşünmekten uykum kaçmıştı. Telefonum cebimde titrediğinde çıkarıp ekrana baktım.
Ham İT
Senin evin arka bahçesinde bekliyoruz. Aşağı gel.
Kaşlarım çatılırken üzerime polarımı giyip anahtarı aldım ve kapıyı ardımdan sessizce kapatarak çıktım.
Apartmanın kapısından çıktığımda Hamit elindeki kasa biraları bana doğru kaldırıp buruk bir gülümsemeyle yüzüme bakınca ona geri gülümsedim. Ahmet ve Metin önlerindeki ateşi karıştırmayı bırakıp el salladıklarında yanlarına yürüdüm. Hamit kasadan çıkardığı birayı bana uzatırken konuştu.
"Doğum günün kutlu olsun."
Kollarımı açıp ona sarıldığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Daha önce anlaşmış gibi aramızda yaşanan gerginliğin konusunu ikimizde açmamıştık. Sadece içip muhabbet ediyorduk. Hamit, Ahmet ve ben çakır keyife çaldığımız sıra Metin erken ayrılacağı için içmeyi çoktan bırakmıştı. Saat bir buçuğa vururken hepimizle vedalaşıp yola koyulmuştu.
Ellerimi ısınması için ateşe tutup ovuştururken bakışlarımı Hamit'e çevirdim. Onlarla olduğum durumu konuşmak istiyordum ancak önce nabızlarını ölçmem gerekiyordu.
"Bişey sorucam şimdi size bakın bi."
İkiside hımlayıp bana döndüğünde derin bir nefes aldım.
"Eşcinseller hakkında ne düşünüyorsunuz, erkekle erkek falan, ne bileyim işte?"
İkiside birbirine bakıp kısa süre sessiz kaldığında içimden bir ürperti geçti. Hamit bana dönüp konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.