Gözlerimi araladığımda ciğerlerime dolan ona ait koku dudaklarımın ufak bir gülümsemeyle yukarı kıvrılmasına neden oldu.
Yüzümü gömdüğüm boynundan biraz uzaklaştırıp uykuya teslim çehresini inceledim.
Kollarının arasından çıkmaya çalıştığımda burnunun kenarları kıvrıldı. Anlamadığım mırıltılarla beni daha sıkı sarıp kendine bastırınca biraz daha dingin soluklarla yükselip alçalan göğsünde uzandım.
Bu sefer daha sakin şekilde etrafımdaki kollarını çözüp yataktan süzüldükten sonra pikeyi üzerine örttüm. Hızlı bir duşun ardından sessizce odaya dönüp Cem'in dolabındaki kıyafetlerden elime ilk gelenleri üzerime geçirdim.
Mutfağa ilerleyip buzdolabının karşısında dikilirken kahvaltı olarak ne hazırlasam diye düşünüyordum. Funda'yla kendime arada sırada hazırladığım sebzeli omletten yapmak için malzemeleri çıkarıp tezgaha dizdim.
Çırptığım yumurtaları tavanın içinde hafif sotelediğim sebzelerin üzerine dökmeden kızarması için iki dilimi daha ekmek kızartma makinesinin içerisine yerleştirdim.
Her şeyin hazır olduğuna kanaat getirdikten sonra Cem'i uyandırmak için odasına ilerledim. Hala mışıl mışıl uyuduğunu görünce onu uyandırmak için yatağın yanına ilerleyip hafif üzerine doğru eğildim.
Dokunmasam akşama kadar uyuyacağını bildiğimden hafifçe yeni çıkmaya başlamış sakallarının üzerini parmak uçlarımla okşadım.
"Sevgilim."
Uyanmayınca dudağının kenarına ufak bir öpücük kondurdum.
"Uyan haydi."
Göz kapakları aralanıp irisleri beni bulurken uyku mahmuru şekilde gülümsediğinde konuştum.
"Günaydın."
Yüzünü okşayan elimi tutup parmak uçlarımı öptü.
"Günaydın."
Kafamla arka tarafı işaret ettim.
"Kalk kahvaltı yapalım."
Kaşlarını çatıp çocuk gibi mızmızlanarak beni kendine doğru çektiğinde direndim.
"Biraz daha uyusaydık ya."
Kafamı hızlı hızlı sağa sola salladım.
"Olmaz kahvaltıyı hazırladım bile. Yumurta soğuyunca iğrenç oluyor hem."
Huysuz ifadesi şaşkınlıkla yumuşarken konuştu.
"Sen bana kahvaltı mı hazırladın?"
Hala tuttuğu elimi yeniden öptükten sonra yattığı yerden doğruldu.
"Beni böyle şımartmaya devam edersen tepene çıkarım benden uyarması."
Üzerindeki pikeyi atıp yataktan çıktığında çıplak vücudunu baştan uca süzerken nefesimi tutup yutkundum.
Ona baktığımı fark edince gülümseyip dudaklarını dili yordamıyla ıslattıktan sonra bakışlarını kaçırıp gerindi.
Bakışlarını kaçırmasından cesaret bulup o üzerine bir şeyler giyinirken onu seyretmeye devam ettim. Üzerine giydiği tişörtün belini düzeltirken konuştu.
"Şov bitti. İzninle elimi yüzümü yıkayıp geliyorum."
Yanaklarım ısınmaya başlarken baş parmağımla mutfağın tarafını gösterdim.
"Tamam ben çay falan doldurayım zaten."
İyice yakınımdan yürüyüp yanımdan geçerken kolunu omzuma sürttüğünde kafamı iki yana sallayıp sırıtarak mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.