Akşam boyu uğraşmamızın sonucunda, ben sadece yanında gezip yalandan kutsama atmıştım, hesabı 45 levele çıkarabilmiştik. Akşam soğuğu esmeye başladığından çıkmadan önce polarımı giyip çantımı omzuma taktım. Masa hesabını ödemek için kasaya yanaştım. Cem önüne kadar yürümemi yarım ağız sırıtışıyla izlerken gülümsemesi, cüzdanımı çıkarmamla şaşkınlığa dönüştü.
Tamam kabul ediyorum, garip bir durumdu.
"Hesap mı ödeyeceksin şimdi sen?"
Kaşlarımı kaldırdım.
"Ödemeyecek miyim?"
Sırıttı.
"Saçmalama Poyraz. Bekle geliyorum bende eve çıkıp hırka alıcam kendime."
Yanımdan geçip giderken göz devirsemde itiraz ederek konuyu tartışmaya çevirmedim. Masanın kenarına yaslanıp onu beklemeye koyuldum. Kısa bir süre sonra sırtında gri polarla geri döndü.
Parfümünü tazelediğini yanımdan geçtiği dakikada anlayabilmiştim. Sırıtmamı bastırmaya çalıştığım sıra kasanın yanına eğilip çekmeceden arabasının anahtarını ve sigara paketini aldı.
"Kaan az ilgilen burayla Poyraz'ı bırakıp geleyim ben."
Kaan kafa sallayıp kasaya geçerken dışarıya yürüdük ve kapının önünde birer sigara yaktık. Sigarasından çektiği ilk nefesin ardından konuştu.
"Yarın çarı 61'e atarız herhalde. Bugün istediğim kadar kasamadık. Olmadı ben bakarım akşam."
Yüzüme yerleştirdiğim dalga mı geçiyorsun lan sen ifadesiyle yanıtladım.
"Ben kendi çarımı kaç günde 45'e kastım haberin var mı senin? Bir kaç saatte 45 level çar yapıyoruz az diyorsun amına koyayım."
Sigarası dudakları arasındayken sırıttı.
"Tecrübe yüzüğü kullanıp, yüksek yerlerde kasıyoruz. Olsun o kadarıda. Ayrıca biri tarafından kasılmakla tek kasılmanın farkları var biliyorsun sende."
Haklıydı yinede sınavdan 95 alıp 100 alamadığı için ağlayan insanlar gibi mızmızlanıyordu. Yüzündeki bu çocuksu ifade ise aşırı derece hoşuma gitmişti. Biraz daha dibine sokulup kokusunu içime çekerken yukardan aşağı beni seyretti. Fazla dikkat çekmemek için kısa süre sonra geriye çekildim.
"Bu arada beni bırakmak zorunda değilsin. Uzak değil evim zaten biliyorsun."
Aslında bırakmasını istiyordum. Onunla arabada yalnız kalma fikri oldukça cazip geliyordu.
"Sana bırakayım mı diye sormadım Poyraz."
Omuz silkip sigaramı içmeye devam ettim. Sigaralarımızı bitirdikten sonra arabayı bıraktığımız araya girdik. Gecenin karanlığı ikimizide gizlerken yanıma sokulup elimi tuttu. Yüzüne döndüğümde sıcacık gülümsemesiyle beni izliyordu.
Arabanın yanına geldiğimizde kapımı açtı. Beni bırakmadan evvel bedenimi kendisine çekip sıkıca sarıldı. Dudakları saçlarım arasında gezinirken gözlerimi yumdum. Göğsüne yaslanmış dururken duyduğum kalp atışlarının ona mı yoksa bana mı ait olduğunu çözemiyordum.
Göğsünden uzaklaştığımda gecenin altında ısınmış mavi gözlerine baktım. Baş parmağıyla sol gözümün kenarını hafifçe okşarken kaşları hafif çatıldı.
"Eve gidince buz koy gözüne."
Kafamı hafifçe sallayıp onu onayladım. Kokusunu daha yoğun hissedebilmek için boynuna yaklaşıp soludum. İzin verir gibi kaldırdığı boynuna ufak bir öpücük bıraktım. Bu sefer beni kendisinden uzaklaştıran o oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Ficção AdolescenteTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.