Ders bitiminde okulun merdivenlerini inerken Hamit kolunu omzuma atmış heyecanlı heyecanlı Ahmet'e bir şeyler anlatıyordu.
"Adam elime koluma baktı sınava başlamadan önce. Sonra takmış bana kafayı kağıdı sürekli kaydırıyorum diye. En son geldi masana bakacağım diye. Kağıdı kaldırdım masaya baktı yine bir şey yok. Oysa kağıdın altına kağıdı koymuştum onunla birlikte kaldırdım. Kör herif."
Ballandıra ballandıra kopya çektiğini anlatmaya devam ederken sessiz kaldım. Bu aralar zaten sıkça sessiz kalıyordum. Ahmet ve Metin Hamit'in anlatımına gülerken Metin boğazını temizleyip konuştu.
"Poyraz senin sınav nasıl geçti?"
Ahmet sırıtarak Metin'e bakıp konuştu.
"İyi geçti onunda sınavı, değil mi Poyraz?"
Ben boş kağıdın yüzüne bakarken bulduğu ilk fırsatta önümdeki kağıdı kendininkiyle değiştirdiğinden iyi geçip geçmediğini benden daha iyi biliyordu.
"Teşekkür ederim."
Ahmet yakınıma gelip sırtımı sıvazladı.
"Rica ederim, canını yerim senin."
Gülümsemeye çalıştım.
"Eyvallah."
Metin her zamanki durumu sonradan kavrayan suratıyla olayı algılamaya çalıştı.
"Nasıl lan, kopya bile hazırlamaya niyetlenmedin oğlum. Gizli gizli çalışıyo musun, ne yapıyosun?"
Ahmet etrafımdan dolanıp yeniden Metin'in yanına geçip onun saçlarını kurcaladı.
"Oy paşam benim! Ben sana anlatırım şimdi sen merak etme."
Ahmet, Metin'i kendine yanaştırıp konuşmaya başladığında okuldan çıkmıştık. Parka geçip çekirdek kola yapacaktık ve kendimi bu planın dışında tutmayı becerememiştim. Onlardan uzak kalmayı on günden fazla uzatamamıştım çünkü Hamit yakamı bir türlü bırakmıyordu.
Zaten kendi başıma kaldığım zamanlardan daha kolay geliyordu onlarla birlikte oturup hiçbir şey yokmuş gibi davranmak.
İki paket sigara, kola ve çekirdeği aldıktan sonra parka girip boş bulduğumuz karşılıklı iki bankın tepesine tünedik. Hamit'in uzattığı sigarayı dudaklarım arasına koyduktan sonra cebimden çakmağımı çıkarıp sigaranın ucunu tutuşturdum.
Büyük solukla ciğerlerim uyuşurken gülümsedim. Sigara içmeyi seviyordum. Metin karton bardağa doldurduğu kolayı bana uzattığında teşekkür ederek aldım. Ettikleri sohbeti takip edebilecek kadar odaklanamıyordum.
Üçüncü sigaramı aramızda duran ve küllük niyetine dibine biraz kola koyduğumuz bardağın içerisine attığım sıra Hamit'in telefonu çaldı. Çıkardığı telefona bakıp göz ucuyla bana baktığında kimin aradığını tahmin edebiliyordum.
Salih, hastane gününden sonraki gün okula gelmiş ve benimle konuşmaya çalışmıştı ancak onunla konuşmayı reddettiğimden Hamit'le iletişime geçmişti. O günden beri her gün aradığını biliyordum. Ayağa kalktığında kaşlarımı çattım, onunla konuşmasından rahatsızlık duyuyordum.
Birkaç adım uzaklaşıp telefonu yanıtlarken yeni bir sigara çıkarıp yaktım. Hamit'in konuştuklarını duyabiliyordum.
"Aynen kardeşim iyi, idare ediyoruz."
Sigaranın külünü silkelediğim sıra karşısında konuşan kişiyi dinlemek için susmuştu.
"Parkta oturuyoruz. Muhabbet, sohbet. Sen ne yapıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.