Saçlarımın arasında hissettiğim öpücüklerin ardından gözlerimi yavaşça araladım."Bebek uyan artık, kahvaltıya gideceğiz."
Yatağın ucunda bana doğru eğilmiş mavi ve yeşilin harmanı gözleri yüzümde gezinirken elinin tersiyle yanağımı hafifçe okşuyordu. Yüzünde ve sesinde uykudan eser kalmamıştı zaten geriye taranmış nemli saçları çoktan uyanıp duş aldığını gösteriyordu.
Kollarımı yukarı kaldırıp gerneştikten sonra yataktan çıkmak için doğrulurken yüzümü acı ve endişeyle buruşturdum. Kafamın içinde onunla birlikte olduğumu hatırlayınca dudaklarımı birbirine bastırıp mızmızlanmamaya çalıştım. Yorganı hala çıplak olan bedenimin üzerine çektiğimde Cem'in sırıttığını gördüm.
"Utanıyor musun gerçekten?"
Yanaklarımın iyice kızardığını hissedebiliyordum. Dudaklarındaki gülümseme daha çok büyürken eğilip dudağımın kenarından öptü.
"Yerim senin utanmanı lan ama kalk haydi ölüyorum açlıktan."
Kafa sallayıp yataktan çıktıktan sonra Cem'in göz ucu bakışlarından kaçar adım banyoya ilerlediğimde arkamdan seslendi.
"Senin için havlu bıraktım kapının arkasına."
Cevap vermeden kendimi banyoya atıp Hızlı bir duşun ardından kapının arkasında asılı duran havluya sarındım. Aynanın karşısında saçlarımdaki fazla suyu havluyla aldıktan sonra ağzımdaki iğrenç tatla birlikte kenarda duran diş fırçasıyla kısa süre bakıştım.
Diş fırçasını alarak banyo dolaplarını karıştırıp bulduğum macundan fırçanın üzerine biraz sıktım ve dişlerimi fırçaladım.
Banyodan çıkıp odaya geri döndüğümde Cem'i yatağın kenarında oturmuş sigara içerken buldum. Giyinmek için yerdeki kıyafetlerime uzandığımda bana seslendi.
"Bırak onları benim dolabımdan ne istiyorsan onu giyin."
Dudaklarımı ıslatıp dolabının önüne geçerek içini karıştırmaya başladım. Temiz iç çamaşırları, yeşil bir sweat ve gri eşofman altı seçip dolabı geri kapattım.
Beni seyrettiğini bildiğimden arkam ona dönük, elimi çabuk tutarak üzerimi giyindim. Kıyafetleri üzerime oldukça bol olmuştu ancak büyük beden kıyafetleri her zaman sevdiğimden rahatsız olmamıştım.
Arkamdan yaklaşıp sarıldığında gözlerimi kapatıp önümde bağlanan kollarına tutundum. Saçlarımı koklayıp öptükten sonra beni yavaşça bıraktı.
"Çıkalım mı?"
Kafamı evet anlamında salladım. Bende acıkmaya başlamıştım. Apartmana çıkıp kafenin arka kapısından girdiğimizde Cem bir kaç kişiyle selamlaştı. Ön tarafa yürüdüğümüzde yakınımdan ayrılmadan evvel konuştu.
"Temizlik için birilerini yollayacağım bugün evin anahtarını bırakayım kasaya geliyorum."
Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim.
"Tamamdır bekliyorum."
Yusuf önce kendisine ilerleyen Cem'e sonra bana bakıp başıyla selamlayınca aynı şekilde karşılık verdim. O puştu daha önce bana Cem konusunda yalan söylediği için bir kenara yazmıştım.
Bakışlarımı ondan uzaklaştırıp kafenin ortasındaki kirişe asılı a4 kağıdına takılınca yüzüm anında düştü. Kağıtta büyük puntolarla METİN 2 TÜM KASALARDAN KALDIRILDI yazıyordu.
Cem yanıma adımlayıp omzuma dokununca yavaşça ona döndüm. Kaşları çatıp beni inceledikten sonra iki adım ilerleyip asılı olan kağıdı çekip olduğu yerden söktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.