Kafamın içerisi uyuşmuş vaziyette Cem'i seyrediyordum. Kasanın ordaki bilgisayara kurulduğunu gördüğümde kendi bilgisayarıma döndüm.
Oyunu anında kapatmamın sebebi ana bilgisayarlardan her bilgisayarda ne olup bittiğinin görülmesiydi. Eğer ses vermeseydi belkide çoktan yakalanmıştım.
Elim mouse'un üzerindeyken öylece boş ekrana bakıyordum. İçimde çığrından çıkmış paranoya sanki imleçi oynatmamdan bile yakalanacağımı fısıldayıp duruyordu.
Masayı açtırır açtırmaz çıkıp giderek dikkat çekmek istemiyordum o yüzden tarayıcıyı açıp haber sayfalarına yarım saati doldurmak için göz atmaya başladım.
O kadar stresli hissediyordum ki kaydırdığım sayfada gözümün önünden akıp giden satırlardan hiç bir şey algılayamıyordum. Tek odağım kafenin içerisinde konuşulanlar üzerindeydi.
Cem ve Kaan konuşmuyordu. Sadece oyunlar hakkında konuşup gülüşen, küfür eden gençlerin sesini işitiyordum.
Zaman sanki inadıma akmayı yavaşlatmış gibiydi. 20 dakikayı zorla doldurabilmiştim. Çoğu gitti azı kaldı diye kendimi telkin ediyordum. Çıkarken hesabı ödemek için Cem'le doğrudan dialoğa gireceğimi düşündüğümde midemin içerisi öncekilerden daha beter şekilde kasıldı.
Aldığım her nefes başımı döndürüp sersemlememe neden oluyordu. Yarım saate yaklaşırken ellerimin buz kestiğini hissettim.
Ayağa kalktığımda ona attığım fotoğraf hatırama iğne gibi saplanırken olduğum masayı ayıran paravanın arkasından çıkmadan duraksadım.
Ne cevap verdiğini bile okumaya fırsat bulamadığım fotoğraf zihnimi meşgul ederken telefonunu çıkarıp facebook'a girdim. Acaba benden şüphelenmiş miydi?
O anda hesabın şifresinin hala onların ekipte olduğunu hatırladım. Oyuna girdiğim kısa sürede herhangi bir eksik fark etmediğime göre şüphelenmemiştir diye düşünüyordum. Belkide hesabı boşaltmaya gerek duymamıştı? Gerginlikten titreyen parmaklarımla gönderdiği mesajı açtım.
Cem Aydemir: Bunu saymıyorum sadece saç görüyorum ben. Yinede seni bu konuda zorlamam. Ben fotoğraf atıyorum diye kendini atmak zorunda falan hissediyorsan gerek yok. Haaa ama saçlarını beğendim. Boya mı yoksa kendi saçın mı?
Mesajı okurken gerginlik seviyem azalmıştı. Aptal herif şüphe duymamıştı bile. Yinede bileğimde sarılı duran bandanayı açıp saçlarımı geriye atarak kafama bağladım.
Kasaya ilerlerken bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Neden korktuğum hakkında fikrim yoktu. Yakalansam ne olurdu ki sanki? Suratıma söver ya da en fazla beni döverdi. Dayak yemekten mi korkuyordum? Okulun her kavgasından anı olarak taşıdığım yara izleri bu düşünceme götüyle güldü.
Kasaya yaklaştığımda ürkek bakışlarım Cem'e odaklanmıştı. Önündeki bilgisayara o kadar konsantre olmuştu ki geldiğimi fark etmemişti. Ona seslenip parayı ödedikten sonra çıkıp gitmek istiyordum ancak kaybolan sesimi bir türlü bulup konuşamıyordum.O yüzden sadece boğazımı temizlemekle yetindim. Zaten bu onun dönüp bakmasını sağlamıştı. Mavi gözlerini çevreleyen simsiyah kirpikleri titreşirken bakışları beni buldu.
Göz gözeydik ve bu durum hemen şuracıkta kusmak istememe neden oluyordu. Ben konuşmayınca o konuştu ve aramızdaki garip sessizliği bozdu.
"Ne oldu abicim?"
Nefes almak benim için gittikçe zorlu bir hal alırken cebimden parayı çıkarıp masaya bıraktım.
"Masa dokuz."
Parayı almak için uzandığında çatık kaşlarının altındaki mavileri yüzümü turladı.
"İyi misin sen? epeyce solgun görünüyorsun."
Kafa sallarken yüreğimde beliren düşünce konuşmak için nefes aldığım nefesi yarıda keserken zeminin ayağımın altından yağ gibi kayıp gittiğini hissettim.
Korktuğum şey sövülmek ya da dayak yemek değildi. Ben oynadığım oyunun bitmesinden korkuyordum. Onunla konuşmayı bırakmaktan, onu kaybetmekten korkuyordum.
Görüşüm flulaşırken Cem'in ayağa fırladığını gördüm.
"Kaan, Ambulans!"
Kulağımda işittiğim ses dağılan algımla derinleşirken daha fazla açık tutamadığım gözlerim yavaşça karanlığa büründü.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
Feriha kalk bi gören olacak. Awsjwijrkdjskd.
imjustlikeyouuuu bölüm ismi ilhamı için teşekkür ederim. Seviyom seni 💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Genç KurguTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.