25. Kaşık

2.8K 247 102
                                    

Okul bahçesini ayıran dış duvara arkamı vermiş önümde yükselen ağacın üzerimde yükselen ve serpilen yaprakları altına kamufle olmuş şekilde sigaramdan aldığım dumanları boğazımdan ciğerlerime yuvarlıyordum.

Okuldan çıkmak için son iki dersim kalmıştı ve bitmesini beklerken ruhum sabırsızca kıvranıyordu.

Çünkü okul çıkışı Cem'in internet kafesine gidecektim.

Sağ tarafımdan gelen adım sesleriyle çektiğim sigara dumanını burnumdan salarken sigaramı avuç içimde tutarak arkama doğru sakladım. Hocaların hiç biriyle sigara muhabbetinden dolayı yüz göz olmak istemiyordum.

Sesin sahibi olan bedenler köşeyi dönünce göz devirip sigaramdan yeni bir duman çektim. Hamit ve Ahmet birbirine kısa süreliğine bakıp adımlarını yanıma varana kadar sürdürdüler.

İkiside selam vermeye bile tenezzül etmeden sigaralarını tutuştururken Hamit'in aramızda geçen gerginliği Ahmet'e anlattığını Ahmet'inde bana karşı sessiz kalışından kavrayabiliyordum.

Sessizlik uzayıp iyice gergin bir hal alırken sigaram bitmeden yere atıp üzerine bastım. Yanlarından geçip giderken ikisininde umrunda olmamıştı. Hamit manasız meseleleri bu denli uzatıp karı gibi trip atmaya bayılıyordu ve benim onunla uğraşmak gibi bir niyetim yoktu.

Sınıfa geçip sigara paketini koymak için çantamın fermuarını araladığımda yüzüme vuran yumuşatıcı kokusuyla gülümsedim. Hırkayı yıkattığım için üzerindeki ona ait koku gitmiş olsa bile onu yeniden görecek olmama vesile olacağı için heyecanlanmama neden oluyordu.

Paketi çantamın astar kısmının içerisine sıkıştırıp hırkaya son bir bakış atıp çantamı kapattım. Hocada zaten sınıfa girmek üzere sınıf kapısında dikilmiş bir başka hocayla bişeyler üzerine tartışıyordu.

Ders bitimi okulun aşağısına varınca heyecandan titreyen parmaklarımla bir sigara yaktığımda uzaktan Hamit, Metin ve Ahmet'i gördüm. Üçü beni fark etmiş ancak yine selam vermeden Harun abinin kafesine giden sapaktan dönüp gözden kaybolmuşlardı. Bende adımlarımı aksi yönde bulunan ara sokağa çevirip hızlı hızlı yürümeye başladım.

Kafenin yakınına ulaştığımda onu kapının önünde gördüm. Üzerinde siyah tişört ve tişörtüyle aynı renkte olan poları ve koyu mavi kot pantolonuyla dikilmiş dudakları arasında duran sigaradan nefesler çekiyordu. Ona yaklaştıkça karnımın içerisi kasılmaya başlarken onunda bakışları bana dönmüştü. Kaşları kısa süreliğine havalanırken biçimli dudakları arasındaki sigarayı çekip kafa selamı verdi.

Aynı şekilde selamına karşılık verirken kafamı önüme eğip yanına vardım.

"Hoş geldin Poyraz, daha iyi misin görmeyeli?"

Hızlı hızlı kafamı sallayıp yanıtladım.

"Evet, evet iyiyim. Sen nasılsın?"

Sigarasını kafenin camının önünde bulunan yüksek betonun üzerindeki küllüğe bastı.

"İyiyim, çok şükür. Uğraşıyorum öyle."

İkimizde sessizliğe bürünürken hırkayı ona vermeyi akıl edebilmiştim. Çantadan hırkayı çıkarıp ona doğru uzatırken bakışlarım beni seyreden bakışlarıyla buluştu. Konuşmak için boğazımı temizledim.

"Teşekkür ederim."

Hırkayı alırken dudakları sıcacık bir gülümsemeyle yükseldi.

"Rica ederim. Yıkamışsın hemde uğraşmana gerek yoktu hiç."
Omuz silkttim.

DOLUNAY +9 - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin