Hava kararana kadar sahil kenarındaki bankta oturmuş, sohbet etmiş hava çöktükten sonra akşam yemeği yiyip dağılma kararı almıştık.Arabayı evimin önüne doğru ilerletip yavaşlayarak durduğunda arabadan inmeden kısa süre bekledim. Sanki arabadan indiğimde rüyadan uyanacak gibi hissediyordum.
İsteksizce elimi kapı koluna atarken Cem bedenini yarım şekilde bana çevirirken konuştu.
"İyi geceler öpücüğü yok mu?"
Asık suratımla ona dönerek dudaklarına doğru uzanıp öpücük bıraktım. Uzaklaştığımda çenemin yarısı avucunun içerisindeyken kaşlarını çattı.
"Niye döktün yüzünü öyle?"
Kafamı bakışlarından uzağa çevirdim.
"Hala nasıl yeniden beraberiz algılayamıyorum. Sanki eve gidip sabah kendi yatağımda tek başıma uyandığımda sana bir daha ulaşamayacak gibi hissediyorum."
Dudak kenarı yukarı doğru kıvrıldı.
"Zaten seni bırakasım yok, iyice zorlaştırma işimi."
Derin bir solukla iç geçirirken eğilip dudağımın kenarından öptü. Hala yakınımda, soluğu tenimi okşarken konuştu.
"Seni çok seviyorum."
Gözlerim yavaşça kapanırken iç güdüsel olarak boynunun biraz daha yakınına yaklaşıp fısıldadım.
"Ben de seni çok seviyorum."
Kolları gövdemi çepeçevre sararken bende benimkileri onun boynuna doladım. Ense kökümdeki saçlarımın arasına karışmış burnundan derin soluklar çekerken bir süre öyle kaldık.
En sonunda ayrıldığımızda yüzümün önüne düşen saçlarımı geriye doğru itti.
"İyi geceler bal suratlım."
Gülümsedim.
"İyi geceler."
Arabadan indiğimde önceden olduğu gibi apartmandan içeriye girmemi bekledikten sonda motoru yeniden çalıştırıp uzaklaştığını işittim. Kalbim gün boyunca maruz kaldığı sevgi hormonundan aranırken üzerime çöken hüzünle merdivenleri çıkmaya başladım.
Hülya'nın yaşadığı katın basamaklarını döndüğümde Hülya, kapının yanına yaslanmış, kolları göğsünde çaprazlı vaziyette karşıma çıkınca yükselen sinirlerime hakim olmaya çalışarak bakışlarımı suratındaki tiksinen gülümsemeden kaçırdım.
Kaç gündür suratını görmemek ne kadar güzeldi oysa. Kız sanırım mutluluğumun kokusunu alıyordu ya da Cem'in kokusunu.
Merdivenleri çıkmaya devam ettiğim sıra arkamdan seslendi.
"Barışmışsınız."
Onu duymazdan gelmeye çalışıp yanıtlamadan devam ettim.
"Koduğumun ibneleri."
Dilimi dişlerimle sıkıştırırken devirdiğim bakışlarımı ona çevirdim.
"Ne istiyorsun?"
Omuz silkti.
"Ne isteyeceğim sizin gibi ibnelerden?"
Yükselen sinirim gülümseme olarak dışarıya taşarken konuştum.
"Madem öyle neden hayatsız gibi kapının önünde dikilmiş ibne dediğin insanları gözleme gereği duyuyorsun?"
İğrenen surat ifadesi daha fazla bulandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.