Medya: Hamit ve Poyraz
Sınav haftası sonunda bitmişti. Bizim grubun sayesinde muhtemelen hiç birinden çakmayacaktım, beni güzel idare etmişlerdi. Kendimi biraz daha toparlamayı becerebildiğimden evin içinde de gerilim azalmıştı.
Havlularımı kapının arkasına asıp diğer günlere göre biraz daha zevkini çıkararak duş aldım. Sıcak sudan mayışmış şekilde duşakabinden çıkıp havlumu belime sararak sabitledikten sonra elimin tersiyle buğu tutmuş aynayı temizledim.
Elimde tuttuğum diğer havluyla saçlarımı ovuşturarak kurutmaya çalıştım. En sonunda yarı yarıya kuruduklarından emin olunca havluyu bırakıp buklelerime parmaklarım yardımıyla düzgünce şekil verip bıraktım. Yeni tıraş ettiğim yanaklarıma elime döktüğüm tıraş losyonundan sürdükten sonra sızladığı için yüzümü buruşturdum.
Biraz deodorantlanıp parfüm sıktıktan sonra kendimi çok daha iyi hissetmeye başlamıştım. Üzerimde havlularımla banyodan çıktığımda Funda mutfağın kapısından fırlayıp yanıma geldi. Parmak uçlarına yükselip çenemin köşesine öpücük bıraktığında gülümsedim.
Derince bir soluk aldı.
"Mis gibi olmuşsun, bayılıyorum şu erkek parfümlerine ya."
Sırıtıp yanağından makas aldıktan sonra odama geçtim. Altıma siyah kot pantolon ve üzerime aynı şekilde siyah bir sweat giyip dolabımın köşesinde duran birbirine dolanmış gümüş kolyeleri çözdükten sonra boynuma taktım.
Aynada kendime bakarken sweatın bel kısmına çeki düzen verdim. Çıkmak için hazırdım ancak Hamit'den haber bekliyordum. Mutfağa geçip ocakta kaynayan çaydan bir bardak doldurdum. Funda annemle beraber kız gecesi gibi bir şeyler yapmak için mısır patlatıyordu. Kaba aktardığı mısırlara uzanıp ağzıma atarken kaşlarını çatıp yüzüme baktı.
"İstesen koyardım sana niye yangından mal kaçırır gibi çarpıyorsun elimden?"
Ağzıma doldurduğum mısırları çiğnerken konuştum.
"Böylesi daha lezzetli, sen anlamazsın."
Elimi saçına atacağım zaman çığlık çığlığa benden uzağa çekildi.
"Yağlı yağlı ellerinle saçıma dokunmayı aklından bile geçirme abi ya!"
Kıkırdayıp kucağında tuttuğu kaseden biraz daha mısır çarptım.
Söylene söylene salona giderken telefonum çalınca yanıtladım.
"Çıkıyorum ben Ahmet'i alıp parkın oraya geçerim Metin'de geçicek birazdan, çık gel sende."
Elimdeki çaydan bir yudum aldım.
"Tamam, iki dakikaya geçiyorum."
Telefonu kapattıktan sonra ceketimi alıp salona doğru eğildim.
"Çıkıyorum ben!"
Annem yüzüne vuran televizyon ışığının altında kafasını bana doğru çevirdi.
"Dikkat et, fazla gecikme."
Onu onayladıktan sonra kendimi akşamın serinine attım. Ellerim cebimde parka kadar yürüyüp beklemeye başladım. İlk önce Metin geldiğinde henüz onunla selamlaşıyorken Ahmet ve Hamit'te uzaktan göründü. Hamit ellerini çırpıp suratına muzip gülümsemesini yerleştirdi.
"Haydi alemlere akmaya!"
Ahmet Hamit'in ensesini avuç içiyle sıktı.
"Sen biraz fazla heyecan yapıyorsun, alıcam ayağımın altına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.