Gözlerimi açtığımda kafamın içerisindeki ağrı da benimle birlikte uyanmıştı. Yataktan doğrulmadan kollarımın arasında duran yorgana iyice sarılıp bir süre öylece bekledim. Dün gece ne yaptığımın farkında olmayacak kadar sarhoş değildim ve reddedildiğimi gayet net şekilde hatırlıyordum. Göğsümün içi sıcak sıcak sızlamaya başladığında yeniden ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Yatağımın ucunda hissettiğim kıpırtıyla bakışlarımı o tarafa çevirdim. Annem yüzünde endişeli ifadesiyle durmuş beni izliyordu. Bakışlarımız kesişince konuştu.
"Poyraz bir sıkıntın mı var?"
Kaşlarım istemsizce çatılırken ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Kafamı iki yana sallamakla yetindim.
"Eve sabah geldin ve gözün mos mor olmuş kavga mı ettin, neredeydin?"
Kafamın içerisinde Hamit'in bana vurduğu sahne canlanırken parmaklarımı sol gözümün elmacık kemiğine dokundurdum. Hissettiğim sızıyla yüzüm buruşurken konuştum.
"Sorun yok bizim çocuklarla birlikteydim evin arkasında. Biraz alkol aldık o sıra çarptım gözümü. Moraracağını düşünmemiştim."
İnanıp inanmadığını ölçmek için bir süre yüzüne baktığımda sessi kaldık. Hafif bir nefesle omuzları kalkıp inerken söylediklerime inanmışa benzemiyordu.
"Poyraz eğer bir sıkıntın varsa ve söylemiyorsan..."
Lafını kestim.
"Sıkıntı yok sadece biraz yorgunum. Fazla kaçırdım herhalde bir dahakine daha dikkatli olurum."
Elini bacağıma koyup hafif vurdu.
"Söz mü?"
Kafamı salladım.
"Söz."
Yataktan kalkıp kapıya ilerlerken duraksadı.
"Kahvaltı için bişeyler hazırladım masada duruyor. Bol su tüket ve başın ağrıyorsa ki ağrıyordur ağrı kesici iç. Son olarak ne olursa olsun çözemediğin sorunun varsa benimle paylaşabilirsin. Kızmayacağım konusunda söz veremem ancak çözmek için elimden geleni yaparım. Tamam mı?"
Gülümseyip kafa salladım. Odamdan çıktıktan sonra yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarken kısa bir süre tavanı izledim. Yastığımın altında ve yanımda duran komodinin üzerinde telefonumu arayıp bulamayınca yataktan çıktım. Yerde duran dün giydiğim pantolonumu kaldırıp ceplerini yokladım ve telefonumu buldum.
Tuş kilidini açında aydınlanan ekrandaki 7 yeni mesaj bildirimini açtım. Birisi Cem'e diğerleri ise Hamit'e aitti. Önce Cem'in gönderdiğini açtım.
Cem
Sabah görüşelim. Okuldan sonra beni ara.
Bir süre onu görmek istemiyordum. Yüzune yeniden bakabileceğim konusunda bile emin değildim. Hamit'in gönderdiği mesajlara göz attım.
Ham İT
Ne oldu?
Ham İT
Şhhh kime diyorum
Ham İT
Hala beraber misiniz olum
Ham İT
İlk buluşmada da vermezsin be koçum
Ham İT
Puşt cevap versene lan
Ham İT
Görünce ara beni
Telefonumu yatağa atıp banyoya yürüdüm. Lavabonun üzerindeki aynaya yansıyan görüntümü inceledim. Dağılmış saçlarım, morarmış gözüm ve ağlamaktan şişmiş göz kapaklarımla berbat görünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY +9 - GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. Yolları Metin 2 denilen bir oyunda kesişen iki genç. Oyun içi textingle karışık. Bölümler kısadır.