48. Ruhsuz

2K 191 51
                                    

Serin hava yüzümü yavaşça okşamaya başladığında kirpiklerimi kırpıştırdım. Az önce önünde dikildiğim sokak lambasının dibine yürüdüm. Bir sigara çıkarıp dudaklarımın arasına yerleştirerek tutuşturduktan sonra kocaman bir soluğu ciğerlerime çektim.

Cebimden telefonumu çıkarıp Salih'i aradım. Hemen açtı.

"Cem'in yanına geçersin çıktım ben."

Yanıtladı.

"Tamamdır geçiyorum. Erken çıkmışsın, ne oldu?"

Sigaradan yeni bir soluğu ciğerlerime dolu dolu çekerken yanıtladım.

"Bir şey yok, öyle gerekti. İyi günler."

Ne de olsa Cem'den öğrenirdi. Salih garipseyen ses tonuyla konuştu.

"Tamaam, sanada iyi günler."

Telefonu kapatıp cebime koyarken uzakta park halindeki siyah aracı uzun uzun seyrettim. Sigaranın izmaritini çöpe bastığım sıra bana adımın seslenildiği yöne döndüm. Hamit ve Ahmet yavaş adımlarla bana doğru yürürken onları başımla selamladım.

"Kardeşim kusura bakma sıra vardı epeyce."

Ahmet'in bandajlı burnunu inceledim.

"Sorun yok."

Hamit yüzümün her zerresinde bakışlarını gezdirince kafamı ondan öteye çevirdim.

"Sen iyi misin lan?"

Her zaman olduğu gibi dikkatliydi. Gülümsemeye çalıştım.

"Harikayım."

Beni incelemeyi sürdürdü ancak üstelemedi. Hastanenin bahçesinden ayrıldığımızda ikisini baş başa bırakıp evet döndüm. Odama girince yerde serili yatağın üzerinden geçip kıyafetlerimi çıkarmakla uğraşmadan asıl yatağımın içerisine girdim.

Dizlerimi kendime çekip kollarımla kendimi sarmaladım. Uyumadan evvel uzun süre öyle bekledim. Kafamın içerisinden yüreğime uzanan kocaman bir boşluk vardı ve ben hiçbir şey düşünemiyordum.

İki Hafta Sonra

"Poyraz, uyan bebeğim ne oldu?"

Göz kapaklarım titreyip yavaş yavaş aralanırken kenarlarından aşağıya süzülen göz yaşlarımı hissedebiliyordum. Odağım tepemde bana doğru eğilmiş anneme kayarken elimin altındaki çarşafı sımsıkı tutan parmaklarımı gevşettim.

"Ne oldu?"

Saçlarımı severken nefesimi tuttum.

"Ağlıyorsun yavrum. Kötü bir şey mi gördün?"

Yutkundum, hatırlamıyordum. Kafamı iki yana salladım.

"Hatırlamıyorum."

Yanağımı okşarken uykulu gözlerimi yeniden kırpıştırdım. Eğilip alnımdan öptüğü sıra gözlerimi yeniden kapatıp uykuya geri döndüm.

Bir kaç saat sonra sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Annem gitmişti. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp gözlerimi ovuşturduktan sonra komodinimin çekmecesine uzanıp açarak içerisinde duran paketten bir dal sigara alıp dudaklarımın arasına yerleştirdim.

Balkona gitmeye üşendiğimden odamın camını açıp dirseklerimi pencerenin pervazına yerleştirirken sigaramı tutuşturdum.

Çektiğim nefesle yanıp tutuşan kağıdın cızırtısına kulak verip gözlerim kapalıyken ciğerlerimde biriken dumanı yukarı ve dışarıya ittim. Biten sigaranın izmaritini fiske vurur gibi uzağa fırlattıktan sonra biraz temiz hava soluyup içeriye döndüm.

DOLUNAY +9 - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin