26. Baş Belası

2.7K 243 140
                                    

Cem'in kafesinden eve yürürken yol boyunca onun hakkında düşünmekten kendimi alamamıştım. Özellikle arkamdan sırıtarak attığı bakış gözümün önünden gitmek bilmiyordu.

Kapıyı tıklatır tıklatmaz açıldı ve Funda apar topar beni içeriye soktu. Kafamın etini yiyor, Cem'le olanları ona anlatmam için yalvarıyordu. Bense nereden başlayacağımı bilemediğim için konuşmuyordum.

"Yaaa abi şapşal şapsal sırıtmayı bırakıp anlatsana artık!"

İşaret parmağı dudaklarıma vurarak onu susturmaya çalıştım.

"Şhhh, sessiz olsana ya! Annem duyacak sonra açıkla açıklayabilirsen."

Sesini alçalttı.

"Anlat sende ozaman. Ne oldu bugün?"

Derin bir nefes verip odama girdiğimizde sessizce kapıyı ardımızdan kapattım. Funda yatağıma geçip oturdu ve beklentiyle suratıma bakmaya başladığında hırkayı ona verdiğimi, beraber oturduğumuzu ve oyun içinde kurdukları düzenin düşündüğüm kadar kötü olmadığından konuştuğumuzu ona anlattım.

"Birde blackrose meselesini konuştular yanımda Kaan'la."

Yatakta benim kadar endişeli şekilde kıpırdandı.

"Hadii ne konuştular?"

Telefonumu çıkarıp facebook'a girdim ve Cem'le olan mesajları açtım.

"Oyuna girmiyorum diye merak etmiş sanırım facebook'tan falan yazmış."

Mesajları Funda'ya gösterdim.

Cem Aydemir: Nerelerdesin?

Cem Aydemir: Melek bi sıkıntı mı var, yanlış bişey mi yaptık?

Cem Aydemir: Neyse inşallah can sağlığıyla ilgili bir mesele yoktur.

En son mesajı dün yollamıştı. Çevrimiçi görünüyordu ve ben mesajları görüldü yapmıştım. Hemen facebook'u kapatıp telefonu yüz üstü yatağın üzerine koydum.

"İşte öyle. Haa birde ben kafeden çıktığımda arkamdan baktı. Hemde dönüp baktığımda gülümsüyordu. Önemli bişey bu değil mi?"

Funda heycanla olduğu yerde sallanıp ellerini göğsünün iki yanında yumruk yapıp sıktı.

"Bence öyle. Yüzünden anlaşılıyor ama sen ne hissediyorsun?"

Yanaklarımın hafiften ısındığını hissedince kaşlarımı çattım.

"Ne var lan yüzümde?"

Çenesiyle suratımı işaret etti.

"Bu var işte, kızarıyorsun resmen!"

Onu yatağımdan kaldırıp kapıya doğru sürükledim.

"Hadi tamam abartma bu kadar. Naş naş bitti konuşma."

Ayak sürüse bile başarısız olacağını anlayınca direnmeyi bıraktığında onu çıkarıp kapıyı kapattım. Telefonu elime alıp yeniden facebook'a girdiğimde gördüğüm mesaj bildirimi endişeyle kasılmama neden olmuştu.

Mesajı açıp baktım.

Cem Aydemir: Görüldü yaptığına göre keyfi cevap vermiyosun senin bileceğin iş. Hadi Allah'a emanet.

Onu bu şekilde cevapsız bırakmak canımı aşırı sıkıyordu ancak birdaha Melek karakteri olarak onunla iletişime geçmeyeceğim konusunda kendime söz vermiştim. Facebook hesabından çıkış yapıp telefon ekranını kitledim. Yarın ilk işim Harun abinin kafeye geçip bu facebook hesabını dondurmak olacaktı.

DOLUNAY +9 - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin