46. Buz dağının görünen yüzü

2.1K 177 83
                                    

Seri adımlarla mahalleye dönerken geç kaldığımı biliyordum. Hamit'i aramadan evvel Salih'e mesaj attım.

Teşekkür ederim onunla görüşmemi sağladığın için.

Mesajlardan çıkıp Hamit'i çaldırdım. İlk çalışta yanıtladı.

"Kardeşim kusura bakma geciktim ama vardın sayılır."

Hamit donuk ses tonuyla yanıtladı.

"Sorun yok. Arka bahçenin orada ateş yaktım. Sen halledebildin mi peki?"

Cevaplamadan önce duraksadım.

"Umut var gibi diyelim. Geldiğimde konuşuruz."

Telefonu kapattıktan bir kaç dakika sonra apartmana varmıştım. Binanın çevresinden dolanmaya üşendiğimden ön kapıdan girip arka kapıdan bahçeye çıktım.

Hamit başıyla beni selamlarken elinde tuttuğu odunu gürül gürül yanan ateşin içerisine atıp ellerini çırparak silkeledi. Telefonum cebimde titreşince çıkarıp gelen mesajı görüntüledim.

Salih

Rica ederim. Cem'in eve vardık uyukladı o.

Alt dudağımı ısırıp mesajı yanıtladım.

Yeniden teşekkür ederim.

Telefonu cebime sokuşturup Hamit'e geri döndüm. Oldukça sakin görünüyordu. Yüzüne vuran ateşin ısısından yanakları kızarmıştı.

Ateşin başında bir süre konuşup ateş köze döndükten sonra ateşi tamamen söndürüp bizim eve çıkmıştık. Saat fazlasıyla geçtiğinden annem kızacak gibi olmuş ancak yanımda Hamit'i görünce vazgeçmişti.

Hamit'le beraber hava aydınlanana kadar çay sigara yaptıktan sonra onu kendi yatağıma yatırıp sonradan yere serdiğim yatağın içerisine gömüldüm. Gözümde uyku olmamasına rağmen fiziksel yorgunluğumdan ötürü uyumayı becerebilmiştim.

Yaklaşık 1 saat sonra işittiğim melodik sesle gözlerimi araladım. Telefon çalıyordu ancak benim zil sesim değildi, muhtemelen Hamit'in telefonuna aitti. Uykulu uykulu mırıldandım.

"Sikicem ama sustursana şunu lan."

Arkamda duyduğum kumaş hışırtısına yavaşça dönüp baktım. Hamit yorganı kafasına kadar çekmiş uyumaya devam ediyordu. Neyseki telefon sesi sonunda susmuştu. Gözlerimi yeniden kapatacağım sırada telefon yeniden çalmaya başlayınca bir küfür daha mırıldanıp yorganın altından çıktım.

Komodinimin üzerine bıraktığı telefonu elime alıp sessize almadan evvel ekranda yazan ismi okuyunca gözlerimi kırpıştırıp uyku sersemliğinden sıyrılmaya çalıştım. Ahmet arıyordu.

Yorganı Hamit'in kafasından çekip telefonu ona doğru uzattım.

"Ahmet arıyor lan."

Hamit çatık kaşları altındaki bakışlarını kısarak telefona bakmaya çalıştı.

"Ne diye arıyor bu yarrak beni?"

Omuz silktim.

"Ben nereden bileyim, açmayacak mısın?"

Telefona uzanıp elimden aldıktan sonra boğazını temizleyip telefonu açtı ancak konuşmadı. Sessiz odanın içerisinde telefondan gelen sesi duyabiliyordum.

"Günaydın yavrum. Uyuyor musun yoksa hala?"

Tek kaşımı kaldırıp Hamit'e baktım. Yakalandığından haberi yok muydu bu sik kafalının?

DOLUNAY +9 - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin