İyi okumalarr🐣
Bu bölümün şarkısı; Perdenin ardındakiler- BENİ KENDİNDEN KURTAR...🤍
-Çınar iyisin değil mi!
-İyiyim.
Batu'ya dönerek konuştum.
-Ya sen iyi misin o benim en yakın arkadaşım kendine gel!
-Özür dilerim Kumsal. Senin
arkadaşın olduğunu bilsem
yapmazdım.
-Neyse. Benden değil Çınar'dan özür dileyeceksin.
-Özür dilerim...
-Güzel hadi şimdi gidin.
Bende eve doğru giderken Batu'da peşimden geliyordu.
-İstersen birlikte gidelim.
-Gerek yok.
Dedim ve yoluma devam ettim Batu aniden önümü kesti
-Ya neden, kavga ettiğim için mi?
-Evet.
-Of ne yapsak ki... Özür diliyorum hanım efendi lütfen kırmayın kalbimi...
Diyerek sırıtıyordu.
-Batu!
-Efendim. Lütfen ya
-İyi tamam yürü.
Dedim ve ikimizde eve doğru ilerledik. Birden telefonum çaldı arayan Giray'dı hemen açtım
"Yanında ki kim?"
Batu'nun bana olan bakışları değişikti
"Arkadaşım"
"Arka sokağa gel çabuk"
Diyerek aniden kapattı telefonu. Batu'ya dönerek
-Eee benim gitmem gerekiyor arkadaşımın acil bir işi çıkmışta
-Tabii. Sonra görüşür müyüz?
Kafamı sallayarak onayladım ve ordan uzaklaşarak arka sokağa doğru ilerledim Giray bir apartmanın önünde beni bekliyordu.
-Ya sen beni mi takip ediyorsun?
-Yanında ki kimdi?
-Yanında ki kimdi?
-Hiç kimse...
-Kumsal söyle!
-Arkadaşım işte....
-Neyse bizden habersiz kimseyle konuşmayacaksın.
-Pardon, sebep?
-Çok dikkatli olmalıyız her şeyi berbat etmeni istemiyorum
-Ne zaman yemek yediğimi, ne zaman uyuduğumu ya da ne zaman dışarı çıktığımıda söyleyim mi?
-Bak bu iş dalga geçilecek bir iş değil duydun mu? Bu benim için çok mühim
-Neyse ya ben gidiyorum.
-Nereye?
-Eve... Bir sakıncası yoksa
-Tamam.
Ben bu çocuktan nasıl kurtulacaktım ki girdim bir kere bir belaya. Artık kurtulmak zor olacaktı bunu anlayabiliyordum Giray'ı da anlıyorum aslında o da ailesi için çabalıyor sonuçta... Ama ben daha ne kadar devam edebilirim bu şekilde hiç bilmiyorum. Eve gittiğimde kapının önüne atılmış bir saat fark ettim. Yere eğilip saati elime aldım ve incelemeye başladım... Saat siyahti. Evet "siyah..." gece laboratuvara gelen adamın kolundaki saatin aynısıydı resmen
Ama bu saati benim evimin önüne kim atmıştı, benim evimi bilen biri miydi yoksa o adam bizi laboratubarda görmüş müydü... Kafam yine allak bullak olmuştu. Hemen eve girip Yiğit'i aradım
"Alo, Yiğit acil buluşmamız lazım"
"Bir sıkıntı yok umarım."
"Ya önemli"
Dediğim anda Yiğit telefonu kapattı hemen eve girdiğim gibi çıktım ve daha önceden de buluştuğumuz yere gittim hepsi ordaydı koşarak ilerledim yanlarına. Nefes nefese konuşmaya başladım...
-Giray bu saati hatırlıyor musun?
Giray yanıma gelerek elimde ki saati alıp kaşlarını çatarak incelemeye başladı.
-Hayır.
Dedi aniden. Gözlerine bakarak cevap verdim...
-O gece laboratuvara adam geldiğinde bileğinde aynı saati gördüm.
Giray şaşırmış bir şekilde yüzüme bakıyordu biraz sessizce bekledikten
sonra konuştu
-Emin misin?
-Evet. Eminim bu o saatti... Evimin önüne atmışlar kapının dibinde buldum.
Yiğit araya girdi.
-Bu her kimse bize yem atmaya çalışıyor. Yavaş yavaş kendini belli ederek bizi korkutmaya çalışıyor...
Dediğinde yutkundum. Eğer kendini belli etmeye çalışıyorsa bu kişi, her şey yavaş yavaş değişecek demektir. Bundan sonra hayatımız nasıl şekillenecekti acaba... Hem korkuyor hem de strese giriyorum böyle şeyler oldukça kendime gelemiyor gibi hissediyorum. Eminim ki aynı şeyleri Giray, Yiğit ve Ateş'te düşünüyordur bu durumda kim olsa korkardı...
-Peki ne yapacağız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR! Kitap Olacak!
Teen FictionYıkılmış bir hastanede olan biten olayları bir fotoğraf karesi içerisine almak isteyen Kumsal'ın tehlikeli bir yola nasıl "Esir" düştüğünü, bu yolda kimlerle karşılaşıp hayatına nasıl yön verdiğini anlatan biraz korku, biraz acı ve biraz da gerilim...