SADECE YILDIZLARA BAK...

78 29 0
                                    

İyi okumalar...❤

Açıklama ve yorumlama sizde...😉

Hastaneler... Bazen bir acının, bazen de bir mutluluğun kaynağıydı aslında. İki zıt kavram bir arada olabilir miydi? Hastanede olabilirdi. Bizim acımızın kaynağıydı ama. Hastane bana acıdan başka bir şey göstermedi bu hayatta... Yavaş yavaş bir sedyeye yatırılmıştım. Gidiyordum... Giray ise halsizce elimden tutuyordu. Sıkıca...

-Kumsal. Az daha dayan bırakma beni!

Dedi Giray. Ve kapandı gözlerim... Koca bir sessizlik ve koca bir karanlığa gömüldüm sanki. Gerisini hatırlamıyorum... Peki bu düşündüğüm mucize gerçek olabilir miydi... Bir ışık gördüm beyaz bir ışık. Bu sefer benim değil, Giray'ın ışığını gördüm. Ben Giray'ı gördüm. Dudaklarım kurumuştu. Oynatmakta zorlanıyordum... Ama açmıştım gözlerimi. Düşündüğüm mucize gerçek olmuştu. Küçükken bana "mucizelere inanır mısın?" diye sorduklarında her zaman "hayır"cevabını verirdim. Ama şimdi anladım ki; "mucizeler biz inandıkça, düşündükçe varlar"

-Bak... Senin ışığın sönmedi Kumsal.

Gülümsedim. Etrafa baktığımda hepsi yanımdaydı... Yiğit, Ateş, Eslem... Hepsi. Ve Giray...

-Giray... Canım acıyor.

Dediğimde. Giray'ın gözlerinin dolduğunu ve çene kaslarını sıktığını görebiliyordum. Bana doğru eğildi ve yumuşak bir ses tonuyla

-İnan bana canını acıtanın canını alacağım.

Sustum ve bir şey demedim. Bir kaç dakika sonra beni taburcu ettiler. Yaram hafiflemişti. Ağrısı diniyorduyavaş yavaş. Giray beni hastaneden çıkarırken omzundan destek aldığım elimi çekip konuşmaya başladım.

-Giray ben... Beni yurda götürme.

Giray şaşırmıştı kaşlarını çatıp beni izliyordu.

-Beni yıldızlara yakın bir yere götür. Biliyorum dokunmak imkansız ama yakından bakmak istiyorum.

Eslem araya girdi.

-Kumsal saçmalama yaran daha taze

-Lütfen. Lütfen Giray...

Giray kafasını salladı ve ağır adımlarla ağaçlıkların arasınagötürdü beni. Ağaca yasladı sırtını ve kafamı yine koydu göğsüne. Yavaş yavaş okşamaya başladı saçlarımı.

-Soğuk hava odasında sana dediklerimi hatırlıyor musun?

-Ee evet...

-Özür dilerim.

-Özür dileme. Sadece yıldızlara bak.

-Kumsal, ben aşk nedir bilmem, sevmeyi beceremem ama kaybetme korkusunu çok iyi bilirim. Sana aşık mıyım gerçekten anlayamıyorum, seviyor muyum bilemiyorum ama kaybetmekten çok korkuyorum. Eğer bu aşksa sana aşık olduğumu nerede anladım biliyor musun?

Gözlerimi, gözlerine odaklamaya çalıştım. O ise bana bakmadan konuşmaya devam etti.

-O gün telefonda hiç düşünmedenbenim yanıma geldin ya... İşte o zaman. Dedim ki bu kız korkusuz, bu kız korkmuyor. Senin cesaretinden güç aldım belkide... Yoksa ben ümidimi yitirmiştim çoktan.

Vay be... Koskoca Giray Kaymaz birine aşık mı olmuştu... Sevmeyi bilmeyen, aşkı anlamayan Giray Kaymaz... Benimle mi hissetmeye çalışmıştı bu duyguları. Peki ya ben... Ben de aşık mıydım ona. Etkilendiğim kesindi ama aşk... Aşkım gerçek miydi ona karşı.

-Bu her neyse... İmkansız bir his.

-Hiç bir his imkansız olamaz Kumsal.

-Sen ve ben Giray. Sen ve benden bahsediyoruz. Benden nefret ediyordun şimdi diyorsun ki aşık olabilirim.

-Her nefret güçlü bir aşka dönüşebilir ve her bir tükenmiş kalp yeniden aşka teslim olabilir.

ESİR! Kitap Olacak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin