BÖLÜM 60

54 28 0
                                    

İyi okumalar...✨

başladı.

-Kumsal ne oldu birden?

-Ne mi oldu? Bir de soruyor musun Giray!

-Evet, evet soruyorum neden böyle

davranıyorsun? Değişik değişik

bakıyorsun? -Değişik olan benim bakışlarım değil!

-Ya ne o zaman!

-Bana bağırma!

-Sende bana bağırma o zaman.

-Neyse ne ben gidiyorum.

-Kumsal kaçıyorsun sürekli bir dur be kızım. Ne yaptık biz sana alt tarafı seviyorum dedim.

-Off Giray anlamıyorsun ki, hiç bir zaman da anlamayacaksın.

-Ya düzgünce açıkla o zaman da

anlı-

Demesine kalmadan "Kumsal" dedi biri. Kafamızı çevirdiğimizde Çınar'ı gördüm. Bize doğru geldi... -Nasılsın?-İyiyim Çınar sen? -Bende iyiyim, kaç gündür yoktun ortalıkta.

-Evet ya işler biraz karıştı. Neyse sen nerelerdeydin?

-Bir kaç günlüğüne Amerika'ya gittim geldim. Sonra gezinirken de sizi gördüm uğradım. -İyi yapmışsın.

-Ee sen nasılsın Giray?

-İyiyim iyi. -İyi sevindim. Ee Kumsal, akşam bir planın var mı?

Diye sorduğunda Giray'ın yüzünü görmeniz lazımdı... Çene kaslarını belertmişti yine... Gözlerinden ateş çıkıyordu sanki, bal rengi gözlerini ateşe vermişti Giray Kaymaz. Ateş ve bal... İkisi de birbirinden çok farklı iki kelime. Ama ikisi de bir insanda aynı yerde, aynı özellikte bulunabiliyor işte. Benim masum bakışlı Giray'ımın gözlerini alevlerbürümüştü ve öfkeye dönüştürmüştü bakışlarını. Öfkesi, masumluğunun önüne bir perde gibi düşmüştü aniden...

-Şey... Aslında -Biz akşam lunaparka gideceğiz Çınarcım be.

Diyerek hemen lafa atladı.

-Aa öyle mi?

-Evet maalesef, şimdi sende böyle güzel güzel planlar yapmışsın belli ki ama işte...

-Neyse başka sefere artık.

-Başka sefere mi yoksa başka bir yerlerine mi bir şeyler planlarım artık bilemedim.

Giray'ın bu sözleri karşısında ikimizde şok içinde baka kalmıştık. İçimden "tövbe estağfurullah" dedim ki... Şeyma hanım yanımıza geldi. -Selam ben geldim.

-Tanıştırayım

Dedi Giray.Şeyma hanım yanımıza geldi. -Selam ben geldim.

-Tanıştırayım

Dedi Giray.

-Çınar Kumsal'ın okuldan arkadaşı ve benimde lise arkadaşım, Şeyma'da çocukluk arkadaşımız. -Memnun oldum.

-Bende.

-Ee akşam için bir kaç elbise seçtim.

-Neyse sonra görüşürüz ben gideyim artık. Size iyi eğlenceler...

Dedi Çınar. Ardından Şeyma Giray'a doğru dönerek öptü ve... -Giraycım elbise seçiminde bana yardımcı olursun değil mi? Dedi. Bildiğiniz öptü yani... Yanaktan da olsa öptü... Evet "sadecearkadaşlar" tabii... Ama benimde sabrımın bir sınırı var. Çınar'a doğru seslendim ve

-Ee Çınar sende bizle gelsene akşam.

-Bilmem olur mu ki?

-Neden olmasın eğleniriz işte. -T-tamam o zaman sen bana haber edersin.

-Tamam hoşça kal.

-Görüşürüz.

Giray bana sinirli sinirli bakıyordu. O bana böyle bakarken bende içeriye girdim. Arkamdan gelerek bağırmaya başladı.

-Neden Çınar'ı da davet ettin, ondan nefret ettiğimi bile bile neden yaptın Kumsal!

-Önce ses tonuna dikkat et, benimle bu şekilde konuşmazsın Giray,

kendine gel!

-Söyle o zaman neden o çocuktan nefret ettiğimi bile bile davet ettin!-Ya sana hesap vermek zorunda değilim, arkadaşım değil mi?! -Öyle birinden arkadaş falan olmaz! -Allah Allah nasıl birinden arkadaş olur? Bize biraz anlatır mısınız Giray bey, bizde ona göre hayatımıza kimi alıp kimi alamayız karar verelim! -Kumsal bak...

-Ya neyse benim işim var. Şuan konuşmak istemiyorum akşam görüşürüz

Dedim ve evden ayrıldım. Giray'a o kadar çok sinirlenmiştim ki... Eslem'i orada bırakıp gelmiştim yurda. Ben geldikten beş, on dakika sonra Eslem'de gelmişti.

-Ya kızım beni de bekleseydin bari. -Haklısın ya bir anda sinirden ne yaptığımı bilemedim.

-Neden bu kadar sinirlendin? -Ya Eslem görmedin mi? Şeyma yapıştı Giray'a sülük gibi. Sözde çocukluk arkadaşı...

ESİR! Kitap Olacak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin