İyi okumalar...
Bekliyor muydunuz bu shaneyi lütfen yazınn💗
Kap karanlık kocaman bir orman... Ben karanlığa bağrıyordum aslında. Karanlığa isyan ediyordu çığlıklarım... Aniden Belimden beni kendine doğru çeken bir el karşısında çığlık atmaya başladım ama ağzımı sıkıca kaptti. Sesimi çıkaramayacak kadar sıkı tutuyordu ağzımı. Boğazıma dayanan bıçak, kalbimin hızını iki katına çıkarmıştı. Birden bağırmaya başladı. -Geri çekilin! -Sen kimsin lan!
-Ya geri çekilirsiniz ya da öldürürüm kızı!
Bununda sesini seçebilmek imkansızdı. Şuan tek istediğim Giray'ın burada olması... Her zaman ki gibi yanımda olup beni koruması. Ama ben kendi ellerimle ittim onu. Yine kendi bildiğimi yaptım. Sirf ona zarar gelmesin diye bana göre iyi ki yaptım ama şuan burada olmasını çok isterdim. Hepsi yine benim suçum, her şey yine benim yüzümden... Belki o gün soğuk hava odasında ölmedim ama şuan... Şuan kesin ölecektim. Biliyorum... Buradan kaçış yok. Karşımda duran up uzun siyah adamlarda kötü, arkada beni öldürmekle tehdit eden siyah adam da kötü... Ve beni kurtarabilecek iyi hiç kimse yok burada. -Sen kimsin!
-Bakın son kez uyarıyorum. Ya geri çekilirsiniz ya da öldürürüm kızı!
Hem kalbim hızlı hızlı çarpıyordu hem de yerde kanlar içinde duran cansız bedene bakınca ayakta duramayacak gibi oluyordum. Arkadan gelen polis sirenlerinin sesiyle birlikte adamlar kaçmaya başladı. Beni ise arkamdaki adam hızla kucağına alıp sallana sallana kaçırmaya başladı. Bense hala bağrıyordum. "Ya senkimsin!, bırak beni, ne istiyorsunuz bizden, bırak dedim!" ben bu şekilde söylenirken adam beni tınlamıyordu bile.
Ayrıca Eslem'de yoktu yanımda. O neredeydi? Bir anda kaybolmuştu ortadan. Şimdi iyice korkmaya başlamıştım. Adam beni kucağında, koşuştururken bir ışık gördük. El feneri gibi. Işık git gide yaklaşıyordu... Adam aniden benimle birlikte çalılıklardan yuvarlanmaya başladı. Ben o an çığlık attım ama baya bir bağırdım. Ormanda yankı yaptı çığlıklarım... Yuvarlandıktan sonra ben çimlerin üzerinde, adam ise benim üzerimdeydi... Nefesim kesildi resmen. Sıkıca ağzımı kapattı. Ve koluyla başımı tutarak sakladı beni. Bu nasıl bir adamdı... Yaklaşık 3 dakika falan bu şekilde durduk. Sonra o gelen ışık söndü. Adam birden maskesini çıkardı vesaçlarını geriye doğru savurdu. Ardından gözlerini gözlerimle birleştirdi... Nefes nefese inceledi beni. Şok içinde bakıyordum... Çünkü o adam... O adam Giray'dı... Nasıl olabiliyordu bu? Aklım almıyor. Nefes nefese konuşmaya başladı.
-Sen benim başıma bela mısın kızım!
-G-Giray sen... -Göröy sön. Evet ben şaşırdın değil mi?!
-Ama... Anlayamıyorum.
-Bende seni anlayamıyorum Kumsal. Neden yine tek başına hareket ettin? O kadar uyarmamıza rağmen neden yaptın bunu!
-Bak her şeyi açıklayacağım ama
şuan lütfen gidelim buradan.
Giray derin bir iç çekti. Günün birinde birinin beni kaçıracağını, hatta bunun hoşlandığım adamın olacağını asla düşünmezdim...
-Tamam. Hadi kalk
Dedi. Kalkmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Her yerim tutulmuş gibiydi. Hissedemiyordum vücudumu. -Giray kalkamıyorum.
Dedim. Gözlerim kapanmaya başladı. Etrafta ki ağaçlar üzerime üzerime geliyordu sanki... Başım dönüyordu...
-Nasıl?
-Giray ben iyi değilim galiba başım dönüyor...
Dediğimde Giray birden kolumu tuttu ve endişeli bir şekilde konuşmaya başladı.
-Kumsal ne oldu? Ne oluyor iyi misin? Bak korkutma beni. Bir şey olmadı ki ama şimdi bir anda ne oldu Kumsal!
Giray paniklediğinde her zaman hızlı hızlı konuşuyor. Bunu çok iyi anladım. Sizce de öyle değil mi? -Giray bilmiyorum...Giray aniden beni kucağına aldı ve ilerlemeye başladı.
-Nereye götürüyorsun beni? -Bilmiyorum... Ama sana iyi gelecek bir yere...
Sırıtarak konuştum birden.
-Yanımdasın zaten.
Dedim. Bunu niye dedim ben bile bilmiyorum... İçimden geldi bir anda dedim... O da gülümseyerek cevap verdi.
-Kumsal yorma kendini...
Dedi. Ve beni yeniden çimenlerin üzerine yatırdı. Bir gölün yanındaydık... Ay'ın işığı göle yansıyordu... Giray gölün suyuyla yüzümü yıkadı... Ardından ensemi... İrkildim birden.
-Giray... Çok soğuk.
-Biliyorum ama bu iyi gelecek güven
bana.
-Bak... Ay ışığı yansıyor göle...Evet... Çok güzel. Sen neden böyle Idun ben sana söyliyim.
-Neden?
Giray saçlarımı okşamaya başladı, iyice yaklaştı bana. Ağzından çıkan her bir kelime nefesine işliyordu... Nefesi de tenime... Ürpertiyordu her seferinde.
-Sen şimdi çok fazla kan gördün, hem de biraz fazla darbe aldın sırtına, yuvarlandık o kadar.
Gözlerim. Dudaklarındaydı... Ağzından çıkan her kelimeyi dikkatlice inceliyordum.
-Ha ondan mı yani?
-Aynen. Ama korkma tamam mı? Gideceğiz buradan.
Kafamı sallayarak cevap verdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/322214292-288-k632536.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR! Kitap Olacak!
Teen FictionYıkılmış bir hastanede olan biten olayları bir fotoğraf karesi içerisine almak isteyen Kumsal'ın tehlikeli bir yola nasıl "Esir" düştüğünü, bu yolda kimlerle karşılaşıp hayatına nasıl yön verdiğini anlatan biraz korku, biraz acı ve biraz da gerilim...