duyuyordu çünkü yaşadığı olaylar bunu gerektiriyordu bu yüzden belki de sessiz kalıyordum ona karşı.
-Giray biraz sakin ol lütfen.
Aniden olduğu yerde diz çöküp ağlamaya başladı... Dokunsam "ağlama yanındayım" desem ne tepki verirdi acaba ilk defa bu kadar sinirliyken ağladığını görüyordum. Dıştan bakıldığında dağ gibi bir çocuk gibi duran Giray... İçinde kopan fırtınaları kimse dindiremeyecek kadar bitik ve halsizdi... Kimse dıştan göründüğü gibi değildir ki zaten herkesin içinde ya bir fırtına kopar ya da bir sessizliğe gömülmüş öylece susar hayata karşı... Giray ise çok farklı. Daha fazla dayanamayıp yanına oturdum yüzüne dokunarak gözlerini gözlerime odaklamaya çalıştım
-Tamam ağlama ben burdayım lütfen...
Bal rengi gözleri kıpkırmızı olmuştu dudakları şişmiş ve kızarmıştı yüzündeki damarlar ortaya çıkmıştı... Gözlerime bakarak kısık ve kalın bir ses tonuyla konuşmaya çalıştı
-Yanımda duracak mısın gerçekten...
O an ağlamamak için kendimi zor tutuyordum... Daha bir kaç gün önce ortalığı yakıp kavuran bana sürekli bağırıp çağıran çocuk şimdi çaresizce dizimin dibinde "yanımda mısın" diye soru soruyor... Böyle bir çocuk bırakılır mıydı? Peki siz olsanız ne yapardınız?
-Sen istemediğin sürece yanındayım Giray. Birini yarı yolda bırakacak kadar karaktersiz değilim ben buradayım yanında...
Hafifçe gülerek sımsıkı sarıldı bana. Yine şaşırmıştım... Giray bana gülmüştü ve şuan bana sarılıyordu çok garip çok güzel kokuyordu...
Gözlerimi kapatıp kendimi serbest bıraktım... Bir insana sarılmakta iyi gelebiliyormuş bazen ufacık bir söz bile ayakta tutabiliyor muş bir insani. Arkadan gelen sesle ikimizde kafamızı çevirdik
-Kumsal iyi misiniz!
Seslenen Yiğit'ti koşarak yanımıza geldi. Yavaşça ayağa kalkarak Giray'a baktım ağlamayı bırakmış yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı... Ardından Yiğit'e dönerek cevap verdim.
-Şuan iyiyiz sorun yok.
Yiğit, Giray'a dönerek eliyle sırtını sivazladı ve
-Giray, oğlum ne oldu sana sen kolay kolay ağlamazdın...
-Ya Yiğit, yoruldum artık anladın mı? Dayanacak gücüm kalmadı tükendim
ben.
Yiğit'in de gözleri dolmuştu gözlerimle etrafa bakarken uzaktan bizi seyreden Ateş'i fark ettim onun bile gözlerinin dolduğu her halinden. belliydi... Giray'a dönerek
-Anlıyorum yoruldun ama biz savaşmayı bırakacak kadar tükenmedik daha, biz yanındayız Giray. Yaşadıkların hiç kolay değil ama biz bunu bulacağız her kim yaptıysa cezasını çekecek bu yüzden sakın umutsuzluğa kapılma. Eğer umutsuzluğa kapılırsan hayatta ki her zorluğa teslim edersin kendini...
Yiğit ve Giray söylediklerim karşısında sadece bakmakla yetindiler ardından Ateş'te yanımıza gelerek söylediklerime katıldığını söyledi... Giray hafiften gülüyordu bunu görüyordum...
-Ee o zaman birlikte miyiz?
Diyerek Ateş'e sarıldı Yiğit. Ateş ve ben de "birlikteyiz" diyerek onayladıktan sonra sımsıkı sarıldık ve bir tek Giray kalmıştı... Gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdikten sonra belimden sıkıca kavrayarak aramıza katıldı... Biz iyi bir ekip olmuştuk aslında hep birlikte bir gece yıkılmış bir hastanede karşılaştık ve şuan HAYATA TUTUNMA SEBEBİMİZ BİRBİRİMİZ OLDUK.
-Ben artık eve gidiyorum. Yarın görüşürüz
Giray bana gülerek...
-Bizde gelelim seninle
-Yok ya gerek...
-Kumsal... Lütfen
Bu bölümü nasıl buldunuz?..
Kafamı sallayarak onayladım. Giray, Yiğit ve Ateş'le birlikte eve doğru yol aldık. Eve gidene kadar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR! Kitap Olacak!
Teen FictionYıkılmış bir hastanede olan biten olayları bir fotoğraf karesi içerisine almak isteyen Kumsal'ın tehlikeli bir yola nasıl "Esir" düştüğünü, bu yolda kimlerle karşılaşıp hayatına nasıl yön verdiğini anlatan biraz korku, biraz acı ve biraz da gerilim...