AŞK BÖYLE OLMASA HİSSEDİLMEZ MİYDİ?

66 27 0
                                        

İyi okumalar ❤

Biz alırız sizi."

"Giray uzatma, Uzatma! Biz geliriz lunaparkta görüşürüz."

Dedim. Ve telefonu kapattım. Diye sordu Eslem.

-Biraz sert mi çıkıştın acaba?

-Of bilmiyorum ama gerçekten bazen çok abartıyor...

-O da kıskanıyor işte... -Kıskanmasın Eslem, kıskanmasın. Ben onu seviyorum zaten ondan başkasına ona baktığım gibi bakamıyorum ki zaten...

-Ama bunu ona da hissettirmen gerekiyor Kumsal. Yoksa onun seni anlamasını beklememelisin bence. Eslem haklıydı... Ama ben duygularımı Giray'a açıklarsam benden bir adım, bekleyecek. Sevgili olmak isteyecek... Ama ben buna hazır bile değilim. Hayatımda kimseyle olmadım ki ben. Hiç aşık da olmadım... Sevmek, sevilmeknedir, nasıl olur inanın bilmiyorum... Bu hisler bana çok uzak. Ama şuan anlıyorum ki aşık olmak, birini sevebilmek insanda hiç yaşamadığı duygular, hiç hissetmediği hisler, hiç yapmadığı hareketler yaptırıyor. Onu düşündüğünde vücudun terliyor sanki. Ondan bir mesaj geldiğinde avuçların terliyor, ellerin titriyor... Kalbin hızlı hızlı çarpıyor. Ona bakarken nefesin kesiliyor aniden. Dona kalıyorsun... Bunların hepsi garip hisler aslında. İşte aşk, işte aşkın garip hisleri... Başlı başına aşk, gariptir zaten. Garip bir şekilde olmaman, olmaz dediğin birine tutulursun. İkinizde seviyorsunuzdur aslında ama sen daha çok seversin ve bir şekilde biter. Sonra başkası gelir seni, senin sevdiğinden daha çok sever ama sen onu sevemezsin. İşte budur aşkın garip tarafı... Aşk böyle garip olmasa hissedilmezdi belki de, böylehissettirmese yaşanamazdı herhalde. -Off neyse çıkalım mı artık.

-Tamam Kumsal, çıkalım.

Biz yurttan çıktığımızda Çınar'da kapının önünde bizi bekliyordu.

-Wow baya iyi olmuşsunuz.

-Yaa sende çok şıksın...

-Senin bana hediye ettiğin kolyeyi de taktım.

-Aa doğum gününde vermiştim. -Evet... Neyse hadi gidelim mi artık.

-Olur.

Dedim. Çınar'ın arabasına doğru ilerledik ve lunaparka doğru yola koyulduk.

Lunaparka geldiğimizde, girişte Yiğit ve Ateş'i görünce hemen yanlarına gittik.

-Hoş geldiniz.

Diyerek sımsıkı sarıldı Ateş -Hoş bulduk da Giray nerede? -Ya onlar Şeyma'yla pamuk şeker almaya gittiler. Şeyma'nın canıçekmiş.

Eslem'in kulağına doğru dudaklarımı kıpırdatmadan kısık bir ses tonuyla seslendim

-Canı başka şeyler çekse hemen alcacak, yapacak beyefendi.

Eslem beni hafifçe dürterek "sus" der gibi bir bakış attıktan sonra sustum ve Giray'la Şeyma yanımıza doğru geldiler.

-Ay hoş geldiniz kızlar, benim canım pamuk şeker çekince Giray'la alıp geldik.

-Biliyoruz canım, hoş bulduk. Dedim. Giray'ın gözleri yine üzerimdeydi... Beni baştan aşağı süzdükten sonra, yanımda duran Çınar'a kaydı gözleri. Yine öfkeyle, yine imrenerek bakıyordu Çınar'a... Yiğit hemen konuşmaya başladı -Ee ilk önce neye binelim? Ateş araya girdi. -Hız treni olabilir, sizede uyarsa...Hepimiz onayladıktan sonra hız trenine doğru ilerledik. Eslem ve Yiğit en önden sıra aldılar, arkasına Şeyma ve Giray... Kız bir dakika bile Giray'ın kolunu bırakmıyor ya çıldıracağım! Onların arkasına da ben, Çınar ve Ateş.

Trene bindikten sonra Giray sürekli arkasına dönüp bizi izledi. Ve Çınar'ın da bu durumdan sıkıldığı oldukça belliydi. Ateş'in kulağına doğru fısıldadı Giray. Gerçi Bunu fısıldamak denmez çünkü her şeyi duyduk.

"Çok hızlanırsa tren, dikkat et de çok birleşmesinler ya zaten geldi buraya ortamın içine et-

Diyerek bana baktı ve devam etti. "Neyse sen anladın."

Dedi. Ateş'te kafasını sallayarak onayladıktan sonra tren yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Hareket ettiği anda herkesin ağzından çıkan...

ESİR! Kitap Olacak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin