Bölüm 9

148 26 0
                                    

-2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-2.sezon / 9.bölüm-

“Seçimler vardır bazen yapmak zorunda olduğumuz…”

Eve geleli sadece birkaç saat olmuştu. Doruk, oturduğu yerde hafifçe kaykılmış televizyona bakıyordu. Yanında oturmakta olan Cecile ise önündeki dergilere göz gezdiriyor ve kendisini oyalıyordu. Doruk, gözlerini kısmış düşünceli bir halde ekrana bakarken yaşlı kadın dayanamayarak “Filmin konusu ne?”diye sordu. Doruk, başını çevirerek “Ne?” diye kadına döndü ve “Anlamadım?”dedi yeniden. Yaşlı kadın gözlüklerini gözünden çıkardı “ Diyorum ki filmin konusu nedir?”diye sordu. Doruk, huzursuzca yerinde kıpırdandı ve bir şeyler söyleyebilmek için düşünmeye başladı ama tek söylediği “İki kadının arasında geçen bir aşk.”diyebildi. Cecile, bunu duyunca başını yere eğip gülümsedi ve oturduğu yerden ayağa kalkarak televizyonu kapattı ve “Hımm, anlıyorum” dedi. Doruk, gözlerini devirerek komodinin üzerinde durmakta olan cep telefonuna uzanıp eline aldığında yaşlı kadın “Babanız bundan hiç hoşlanmayacak Doruk Bey” dedi.

Doruk, yarım ağızla gülümseyerek “Elbette hoşlanmayacak. Ama onun neyden hoşlanıp hoşlanmayacağı ile ilgilenmiyorum şuan.”dedi. Yeniden susup önüne döndüğünde yaşlı kadın dilinin ucuna kadar gelen kelimeleri yutmak için kendisi ile cebelleşiyordu ama bunu yapamıyordu. Doruk, gözlerinin önünde giderek yok oluyordu ve kendisini ona karşı sorumlu hissediyordu. Bir şeyler yapmak zorundaydı ama bunu nasıl yapması gerektiği konusunda en ufak bir fikri yoktu. Doruk Pehlivan, oldu olası inatçı bir adamın tekiydi. Kendi bildiğini okur kimseye bir şey sormazdı. Aldığı ve verdiği kararlardan asla geriye dönmez, başı her zaman dik hareket ederdi ama şimdi Cecile’e göre Kaf dağında bulunan burnu çok yakında bir bataklığın içine gömülecekti ve yaşlı kadın bundan çok korkuyordu. Sonunda dayanamayarak “Ne için savaşıyorsunuz Doruk Bey?”diye sordu.

Doruk “Ne demek bu?”

Cecile, oturduğu yerden ayağa kalktı ve genç adamın elinden telefonunu alarak karşısına dikildi. “Dedim ki; ne için savaşıyorsunuz? Bu bitmek tükenmeyen öfkeniz kime? Babanıza mı? Kohenlere mi? Altuğlulara mı? Yoksa Derin hanımı koruyacağım diye Bade Hanım’ı bile isteye yok ettiğiniz için kendinize mi? Hangisi?” diye sordu. Gerçek şuydu ki Doruk bunu beklemiyordu ve buna nasıl cevap vermesi gerektiğini bile bilmiyordu. Bildiği tek şey sessiz sedasız hayatını mahvedenlerden intikamını almak istediğiydi. Kaşlarını çatarak karşısında kendisinden cevap beklemekte olan kadına baktı ve “Hayatımı mahvettiler. Bazen durup düşünüyorum. Bade, hiç bizimle tanışmasaydı bunlar olur muydu diye? Kohenler ve Altuğlular. Olurdu diyorum sonra ve yaşanan onca şeyden hiç pişmanlık duymadığımı hissediyorum.”dedi fısıltı ile. Cecile, uzanarak Doruk’un yüzüne dokunduğunda genç adam gözlerini kapadı ve “Yaptığım hataların farkındayım. Bade’yi bile bile üzdüm, onu kullandım, bunun için kendimi hiç affetmeyeceğim ama onun benden kaçıp gideceğini hiç düşünmemiştim. Onu koruyacağıma söz verdim. Ona söz verdim. Ve sözümü tutuyorum. Ne pahasına olursa olsun. Başıma ne gelirse gelsin hem Bade’yi hem de Derin’i sonsuza kadar Osman Kohen’in tehlikesinden kurtaracağım.”dediğinde yaşlı kadın “Ölmen gerekse bile mi?”diye sordu. Genç adam öyle bir gülümsedi ki yaşlı kadının içi ona sarılıp ağlama isteği ile doldu. Doruk, “Yaşamayan bir adama ölümden bahsediyorsun Cecile” dedi. Yaşlı kadın “Oğlum…”diye söylendi. Doruk, kadının ellerinden kurtulup cama doğru yürüdü ve ağaçlara bakarak “Üç sene önce ben kendimi bile bile öldürdüm. Nefes, gittiğinde nefes almayı unuttum. Bade gittiğindeyse yaşama sevincimi yitirdim. Çocukluğumu öldürüp dünyaya yeniden gözlerimi açtığımda hissiz, içi öfke ve intikam ateşi ile yanan despot bir adamla karşılaştım. Bunun için önce kendimi sonra Kohen ve Altuğluları cezalandıracağım Cecile. Her iki tarafı yok etmeden durmayacağım. Pes etmeyeceğim.”diyerek kadına döndü ve onun kendisine bakan endişeli yüzüne bakarak “korkma! Ben Doruk’um bana hiçbir şey olmaz.”diyerek salondan çıktı ve yavaş yavaş merdivenlere doğru yöneldi.

TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin