-56.BÖLÜM-
"Bunu yaptığına inanamıyorum! Duydun mu beni inanamıyorum!"
"Kes sesini!" diye tısladı genç kadın. Sinirden bütün bedeni titriyordu. Kanlı ellerini yumruk yapmış, karşısındaki kıza bakıyordu. "Sesini kes dedim!" diye bağırdı. Çilem, elindeki usturayı alıp ona doğru salladı ve "Aklından ne geçiyordu? Seçil'i öldürerek aklından ne geçiyordu Derin!" dedi. Öfkeye alışık olmayan bedeni onu sarsıyordu. Derin, gece karası saçlarının arasından ellerini geçirip canını yakarcasına geriye çekti ve "Kevser!" dedi dudaklarını ıslatıp "Kevser'i o çağırmış!" dedi.
Duyduklarına inanamayan Çilem, kesik kesik nefes almakta olan kıza döndü ve "Doğru mu?" diye sordu. Yüzünün derisi yüzülen Seçil, gözlerini aralayıp Çilem'e baktı ve "Hepiniz ölümü hak ediyorsunuz!" dedi gülümseyerek. Kanlı dişleri o kadar iğrenç görünüyordu ki Çilem ne demesi gerektiğini bilemiyordu. Dudakları titreyerek "Bunu nasıl yaparsın?" diye fısıldadı ardından "Bunu nasıl yaparsın Seçil?! Nasıl! O kadın hayatımızı mahvetti ve sen bunu yapan birini yeniden hayatımıza mı soktun! Neden?" diye bağırdı. Derin, olduğu yerde durmuş Çilem'i izliyordu. Seçil, dudaklarını yalayıp gözlerini kapadı ve "Çünkü sizden nefret ediyorum. İkinizden de. Özellikle de senden!" dedi Derin'e bakıp. "Onca şey yaşayıp yine de ayakta olabilmene, bu kadar güçlü olup direnmene, kendi öz kardeşine yaptıklarına rağmen ona sonsuz bir bağla bağlı olmandan nefret ediyorum! Çilem'i benden daha çok sevdiğin için nefret ediyorum! Bir katil olmana rağmen arzu edilenin, tercih edilenin sen olmasından nefret ediyorum! Seni ben öldüremezdim çünkü ben sana karşılık veremeyecek kadar güçsüzdüm! Ama sana ve ikinize bu dünyada zarar verebilecek tek insan, Kevser'di. Onu bulmak sandığımdan da zor oldu ama senin ismini duyunca buraya kadar gelmesi o kadar kolay oldu ki. Bana kalan tek şey gösteriyi izlemekti. Ama olmadı" dedi histeri krizine girmiş gibi hem ağlayıp hem gülüyordu. İşin gerçeği şuydu ki, Derin ona yaşama şansı bırakmamıştı. Nereden bakılırsa bakılsın bütün bedeni yüzülmüştü ve Derin bunu öyle bir yavaşlıkla yapmıştı ki Seçil canlı canlı kesilmenin ne demek olduğunu çok iyi anlamıştı.
Başı önüne düşüp kan kusmaya başladığında Çilem, çenesi titreyerek Derin'e döndü. Korkuyordu ve aynı şeyleri yeniden yaşamak istemiyordu. Elleri istemsizce bedenine dolandığında gözleri kapandı bir iki saniyeliğine ardından öfke ile açıldığında "Biz kötü bir şey yapmadık Seçil" dedi ağlayarak. "Biz sadece yaşamaya çalıştık Seçil. Birbirimize tutunmaya çalıştık" dedi.
"Çilem!"
Derin'in sesi ilk defa sakin çıkıyordu. Onun ağlamasından nefret ediyordu. Onun üzülmesinden. Gözlerini kapatıp "Çilem" dedi yeniden "Buraya gel"
Çilem, başını çevirip Derin'e baktı. Onun da gözlerinin dolduğunu,akmayan akıtamadığı yaşlarıyla parıldadığını gördü. "O katil bile olsa..." dedi Derin'in gözlerinin içine bakıp "Benim bu dünyada sahip olduğum tek gerçek varlık. O benim sahip olamadığım annem,beni koruyamayan babam,destek olamayan ablam. O benim her şeyim. Beni anladın mı?! Kimsenin olmayı başaramadığı şeylerin tümü o! Elleri kanlı da olsa işkence de görse bu böyle!" dedi.
"Çilem!"
Derin'in sesi şimdi kaygılı geliyordu işte. En son kızı bu şekilde gördüğünde Kevser yüzündendi. Şimdi nedeni yine oydu ancak ağlamasının ve kriz geçirmesinin sebebi fiziksel şiddet değil, Kevser'in ruhuna uyguladığı şiddetti. Genç kız, yaşlarla ıslanmakta olan yüzünü Derin'e çevirip başını iki yana salladı. Derin "Buraya gel" diyerek yumruk yaptığı ellerini serbest bırakırken bir yandan da Seçil'i izliyordu. Onu öldürecekti. Bunda kesin kararlıydı. Çilem,her an yere yığılacakmış gibi sarsak adımlar atarak Derin'in kanlı bedenine sığınırken Seçil gözlerini kısmış onları izliyordu. Derin,çenesini Çilem'in omzuna dayayıp donuk gözlerle Seçil'e baktı. Onunla konuşmayı,ona son sözlerini söylemek istemiyordu. İnsanlar ikinci bir şansı hak etmeyecek kadar nankördüler onun gözünde ve bu yüzden,Seçil bu gece bu evde ölecekti. Bedeninin gerilmesine aldırış etmeyerek kanlı ellerini,Çilem'in yüzüne koyup bakışlarını kıza çevirdi ve "Sakinleş" diyerek yanından ayrılıp Seçil'e doğru ilerledi. Dizlerinin üzerine çöküp,platin rengi saçlarının kana bulanan görüntüsünü izledi bir müddet. Kızın,hemen yanına bırakmış olduğu usturayı eline alıp üzerindeki deri parçasını parmağı ile yere ittiğinde buzdan bakışlarını kızın donuk,öleceğini anlayan iri bakışlarına çevirdi ve ruhsuz bir şekilde usturayı ters yöne çevirip tek hamlede işini bitirdi. Yüzüne ve üzerine sıçrayan kana bakıp başını kaldırdığında Seçil'in boğazından oluk oluk akan kana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)
Ficción GeneralBir oyunla örtülüydü o yalan, Ağlanacak güldürüydü oynanan. Çevresini küçüklerin sardığı Gülmelerin arkasında ağlayan, Aldanmamış aldatılmış bir insan.