Ne kadar uyuduğunu bilmiyordu Bade. Bildiği tek şey kendisini iyi hissetmediğiydi. Midesi bulanıyor ve başı ağrıyordu. Hem de çok ağrıyordu. Eliyle alnını ovalayarak yatmış olduğu yerden doğrulurken karşısında oturmuş onu izlemekte olan Nefes ile göz göze geldi. Şaşkınlığını belli edercesine kaşlarını çatan Bade, güçlükle yutkundu ve "Neler oldu?" diye sordu. Omuz silken Nefes "Bilmiyorum. Birden bayıldın" dedi.
"Sen ne zamandır buradasın?" diye sorduğundaysa Nefes omuz silkip esnedi ve "Bunu da bilmiyorum" dedi.
"Nefes?" diyen Bade'ye bakan genç kız yaslanmış olduğu yerde doğrulup dirseklerini dizlerine koydu ve Bade'ye bakıp "Efendim?" dedi.
Bade, elleriyle önce yüzünü yokladı ardından da ellerine bakıp "Bana neler oluyor?" diye sordu. Kaşlarını havaya kaldırıp indiren Nefes bıkkınlıkla başını iki yana sallarken kafasını kaldırıp Bade'ye baktı ve usulca ayağa kalkıp kızın yanına gitti. Yanına oturduğunda kızın titremekte olan elini ellerinin içine aldı ve "Sanırım, hatırlamaya başlıyorsun. Ondan böyle oluyor galiba" dedi. Bade, Nefes'e bakınca genç kız "Ne oldu?" diye sordu.
Bade "Korkuyorum" dediğinde Nefes içini çekip "Biliyorum" dedi. Bir süre konuşmadan öylece birbirlerine baktılar. Ardından Bade daha fazla dayanamayıp, Nefes'e sarıldığında yüzünü kızın saçlarına sürdü. Nefes'in elleri onu sakinleştirmek için sırtında aşağı yukarı dolaşırken Bade, gardırobun aynasından Nefes'in boynuna bakıp kaşlarını çattı ve bir eliyle saçlarını boynundan çekip "Bunlar nedir?" diye sordu. Nefes, başını önüne eğip pantolonunun düğmesini açtı ve bel hizasındaki çürükleri gösterdi. Bade "Bunlar ne Nefes?" diye sorunca omuz silken Nefes "Artık ilaçlar bir işe yaramıyor demek" dedi fısıltı ile.
Bade, çoğu zaman neden Nefes'in kendisine soğuk davrandığını anlayamıyordu ancak onun iyi biri olduğunu biliyordu. Öyle ki kimseye anlatamadıklarını gidip ona anlatabileceğini biliyor ve Nefes'in kendisini dinleyip, yardım edeceğini biliyordu. O kötü biri değildi sadece mesafeliydi ve Bade onu çok seviyordu. Kendisine her ne şekilde davranırsa davransın aslında bunu ayakta durması için yaptığını biliyordu ve Nefes ile kurdukları sessiz dostluğu kaybetmek istemiyordu. Doruk, kendisi için içini ısıtan güneşse Nefes de onun gölgesinde dinlenebileceği koca bir çınardı. Serin ama güçlü... Gözleri dolarak Nefes'e bakarken Nefes'te ona bakıyordu. Onu kendisine çekip sımsıkı sarıldığında "Nefes" diye fısıldadı. Genç kız, kendisini çekip eliyle gözlerini kuruladı ve "Gözlerim acıyor. Neden sen biraz daha dinlenmiyorsun?" diye sordu.
Ayağa kalkan Nefes'e bakan Bade "Sen ne yapacaksın?" diye sorduğunda Nefes durup ona döndü ve "ben de biraz dinleneceğim" dedi. Saatine bakıp "Hadi dinlen" dediğinde Bade "Ne zamandır uyuyorum ki ben?" diye sordu. Gözlerini deviren Nefes arkasını dönüp Bade'ye doğru yürüdü ve onu omuzlarından tutup yatağa doğru itti. Üzerine çıkıp yüzüne yastık gömdüğünde gülen Bade, Nefes'in "İki gündür" demesiyle yastığı yüzünden çekip ona baktı ve "Hayır, ciddi misin?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)
General FictionBir oyunla örtülüydü o yalan, Ağlanacak güldürüydü oynanan. Çevresini küçüklerin sardığı Gülmelerin arkasında ağlayan, Aldanmamış aldatılmış bir insan.