72.BÖLÜM-
Taş duvardan yukarıya tırmanırken oldukça esnek hareket ediyordu genç adam. Uzun bacaklarının ve kollarının yardımıyla üç katlı villanın en üst katına tırmanırken bir yılan kadar sessiz ve hızlıydı. Masmavi gözleri gecenin karanlığında laciverte dönmüştü. Ne düşündüğü belli olmayan o gözlerde bir avcının pusuya yatan hali saklıydı. Kepinin altından gözüken sert bakışlı gözleri durup bir süre etrafını kolaçan etti. En az kendisi kadar iri yapılı olan birkaç adam villanın etrafına konuşlandırılmış tetikte bekliyorlardı. Kulağındaki mikrofonun çalıştığını kontrol etmek ister gibi işaret parmağı ile bir düğmeye bastı ve anında karşı taraftan Yavuz'un sesi duyuldu.
"Burası temiz!" diyen Yavuz,Ateş'in aksine yüzünü saklama gereği duymuyordu. Ekip arkadaşları gibi o da çıplak hedeflerden biriydi. Çatılı kaşları,kısılı olan gözleriyle dans ederken ağzında çiğnediği sakız hemen yanında ilerlemekte olan Esra'yı sinir ediyordu. Genç kadın,kocasının saçlarını sevip aşağı doğru çektiğinde bir an adam ile göz göze gelmiş ve sessizce onu uyarmıştı. Yavuz,ona göz kırpıp omuz silkerken önlerindeki kapının iki yanına ayrılmış ve duvara yaslanmışlardı. Aralık olan kapıdan içeriye ilk giren Yavuz olmuştu. Elleri silahını sıkı sıkıya kavramış,sessizce ama büyük adımlarla odanın içerisinde ilerliyordu. Her bir kapıyı itina ile açıp etrafına güzelce bakındığında duvara monte edilen C4'leri görüp dişlerini sıktı.
Kulağındaki telsize doğru "Komutan?" dediğinde Ateş'in sesini duydu genç adam. "El yapımı C4 var burada. Duvara monte edilen bir rafın üzerine yan yana dizilmiş bir halde on tanesi bana göz kırpıyor" dedi.
Ateş'in sıkılı dudaklarının arasından bir küfür kaçıverirken Yavuz homurdanarak Esra'ya baktı. Bu iş giderek çirkinleşiyordu. Bu Rus iş adamını bir an önce bulup öldürmek en iyisiyken burada durmuş bedenlerinin havaya uçurulmasına seyirci kalıyordu.
"Uzaktan kumandayla kontrol ediliyor belli ama görünürde kimseyi bulamadığımızdan kumandalar da yerinde yok!" dedi. Bunun üzerine içeriden bir inleme sesi geldi. Esra ile bir göz temasından sonra hızla odadan dışarı çıkan Yavuz kapıyı açıp içeriye girdiğinde Derin'i adamların üzerinde otururken bulmuştu. Genç kadın,elinde tutmuş olduğu bıçağın üzerindeki kanları beyaz bir mendile silerken halinden oldukça memnun gözüküyordu. "Ne yaptın?" diye soran Yavuz'a tek kaşını havaya kaldırarak bakan Derin "Avlandım" demekle yetindi. Ardından içini çekip ayağa kalktı ve Yavuz'un önünden geçip bıçağını botunun içine attı. Sessiz hareketlerle uzun koridorda ilerlerken Yavuz da onunla birlikteydi. Esra "Biri bizimle oyun oynuyor" deyince Yavuz "Bizi buraya yönlendirene sor"dedi. Derin,sırtı duvara dayalı bir halde başını çevirip Yavuz'a baktı. Genç adamın,kalın kara kaşları çatılı durmuş kendisine bakarken Derin "Çilem,işinde iyidir" demekle yetindi. Onun maharetlerini ya da hatalarını konuşup kendisini savunmaya çalışmayacaktı. İvan denen adamın yerinin burada olduğunu öğrenir öğrenmez soluğu burada almıştı genç kadın. Erdem'den habersiz. Yavuz ve Esra'nın yanından ayrılıp koca koridordan sola saptığında yan yana dizilmiş odaların bulunduğu uzun koridora adımını attı. Elinde bir silah yoktu ya da kendisini koruyabileceği herhangi bir şey. Öylece çıplak ellerle ve sanki gizlice eve giren kendisi değilmiş gibi yavaş ve kendinden emin bir şekilde evin sahibiymişçesine yürüyordu. Kapalı olan kapıları ardına kadar açıp her birini kontrol edip dışarı çıktı. Esra'nın da dediği gibi birisi onlarla oyun oynuyordu ve bu hiç iyi bir şey değildi. Dişlerini sıkarak yürümeye devam ederken aralık olan kapının gerisinden bir ses duyup durdu. Kulakları seslere odaklanmış, başka bir şey duymayacakmışçasına kapıya yaklaşırken usulca iki eliyle kapıya dokundu ve içeriye doğru ittirdi. Doğrusu kapıların gıcırdamıyor olması hoşuna gitmişti. İçeriye o kadar rahat girmişti ki koltuğunda bacak bacak üstüne atmış olan kadının telefondaki şahsa ne anlattığını harfi harfine duyabiliyordu. Dahası odada kadından ve kendisinden başka birinin daha olduğunu biliyordu ve bunu bilmek özellikle de adamın kadının önünde diz çökmüş köpek gibi salyalarını akıtarak ona bakıyor olması midesini bulandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)
General FictionBir oyunla örtülüydü o yalan, Ağlanacak güldürüydü oynanan. Çevresini küçüklerin sardığı Gülmelerin arkasında ağlayan, Aldanmamış aldatılmış bir insan.