Bölüm 180

32 4 3
                                    

Rıza, toplantı yaptığı iş adamlarını evinin salonunda ağırlıyor bir yandan da tetikte bekliyordu. İş yaptığı bu adamların hepsi azılı suçluydu ve onları burada ağırlıyor olmak çok can sıkıcıydı. Özellikle içlerinde biri vardı ki genç adam, ondan hiç haz etmiyor, öldürmek için zaman kolluyordu neredeyse. Yalçın Kıyak adındaki eski marangoz şimdi en güçlü silah kaçakçılarından biriydi ve Rıza'yı tanıyıp, onun irtibatta olduğu kişileri öğrenebilmek adına, yakasından düşmüyordu. An geliyor ona kan kusturacak kadar düşman kesilen bu adam, bazen o kadar yakın davranıyordu ki Rıza hangi yönden nasıl saldırması gerektiğini bilemiyordu. Menteşe lakaplı bu adam resmen ömrünü yiyip bitiriyordu. Aralarındaki tek dişi olan Hüzün, buğulu bakışlarını odanın içindeki iri kıyım adamların üzerinde korkusuzca gezdirirken, bütün desteğinin, kuvvetinin Rıza'dan yana olduğunu belirtiyor, ona olan sevgisini de sadakatini de ortaya seriyordu. Rıza, bunu bilmenin bilincinde rahat bir nefes alırken yine de bakışları merdivenin başında oyalanıyor ve oradaki patlamaya hazır bombayı düşünüp duruyordu. Kaç gündür sesi de soluğu da çıkmıyordu. Onu kontrol eden Sina haricinde, Rıza bir kez olsun yüzünü görmek için yanına gitmemişti. Sina'nın hala onun yanında olup, onunla ilgilenmesine içerliyor olsa da kendisi ne yapacaktı hiçbir fikri yoktu.

Adamların seslerinin kesilmesiyle, bakışlarını üzerlerine çevirdi. Onların baktığı tarafa bakıp, havuzun kenarında, üzerinde yok denecek kadar az bir kumaş parçasıyla gövde gösterisi yapan kızı görmesiyle taş kesildi. Ne halt yiyordu bu kız bu halde orada? Havaların henüz havuza girecek kadar ısınmadığının bilincindeydi peki bu Allahın cezası biliyor muydu? Dişlerini sıkarak yerinden kalkarken Hüzün'ün "Sakin ol" diye uyarmasıyla bakışlarını kadına çevirdi "Bilerek yapıyor Keskin. Otur hadi"

Rıza, derin bir nefes alıp boğazını temizleyerek, adamların beğeni ve aç gözlü bakışlarını kızın üzerinden çekmelerini sağlarken Menteşe'nin inatla Ecmel'i süzüyor olması çileden çıkmasına neden oluyordu.

"Safira Ecmel..." diyerek kalınlaşan sesiyle konuştuğunda "Karım" dedi. Sanki birileri gırtlağını deşiyormuş gibi hissediyordu. Bakışlarını yeniden kızın yara izleriyle dolu olan sırtına, salınan ve yılan gibi kıvrılan bedenine diktiğinde, bedenindeki hareketlenmeye küfretti.

Adamların eş zamanlı olarak "Çok güzel Rıza dikkat et canını yakmasın" uyarılarına kulak kesildi. Hepsi, bu adamların hepsi düğünde bu lanet varlığın neler yapabileceğine şahit olmuştu. Şimdi, bu uyarıyı yapmalarındaki neden ise kendisine de böyle bir sonu görebileceklerini düşünmelerindendi. Sinir krizinin eşiğinde, delirmiş gibi gülerek başını arkaya atarken "Sonum onun elinden olacaksa cehennemde yanmaya razıyım!" dedi tok sesiyle. Yutkunarak önüne döndüğü sırada, Ecmel'in kendisine bakarak Menteşe'nin yeğeni ile konuştuğunu, ona dokunduğunu ve kur yaptığını görmüş, daha fazla dayanamayarak yerinden ok gibi fırlamıştı. Ancak daha cam kapıyı ileri itemeden, Ecmel kokteyl bardağındaki pipetin sivriltmiş olduğu ucunu adamın şah damarına sokup çıkarmasıyla olduğu yerde donakalmış, arkasındaki adamların öfkeyle bağırmalarını dinlemişti. Menteşe'nin haykırarak dışarı çıkması üzerine Ecmel, kanlı pipeti kokteylinin içine geri koyarak, yudumlamış, ardından dudaklarını yalayarak kendisine öldürecekmiş gibi bakan Rıza'ya bakmıştı.

"Çok özür dilerim kocacığım ama bana dokununca, senden önce ben işini bitirmek istedim" dedi işveli, alay eden bir sesle. Rıza, dişlerini sıkmaktan ötürü kıpkırmızı olurken Ecmel kıkırdayarak yeğeninin başında bağırmakta olan adama bakıyordu "Ölenle ölünmez beyefendi" deyip Rıza'ya doğru salınarak yürürken elindeki bardağı yere atıp, ona yandan bir bakış atmış, bir elini yanağına koyup okşadıktan hemen sonra "Ah, bu arada Sina hamile! Hani şu öldürdüğüm cellat vardı ya, ondan! Bilmek istersin diye düşündüm! Senin bu âlemde, kız kardeş olarak benimsediğin bir kızın, babasız bir çocuk dünyaya getirmesini istemezsin herhalde değil mi?" deyip içeri girdiğinde kahkahalarla gülüyordu.

TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin