KATLİAM
Afra, Derin'i alıp kendi evine götürdükten hemen sonra onu özel bir odaya almış, bütün bakımının yapılmasından emin olana dek onun yanından ayrılmamıştı. Derin'in sesini çıkarmayıp söylediği her şeye itaat edişini izlerken, kızda ters giden bir şeyler olduğunu fark etmiş olsa da, sesini çıkarmamış ve sıkıntıyla nefesini dışarı verirken Akil'in yanına gelmesi bütün dikkatini o yöne vermişti. "Bana adamakıllı bir şeyler bulduğunu söyle" diyerek bulundukları yerden uzaklaşırken Akil bir eliyle saçlarını geriye yatırmıştı. "Elissa'yı Derin öldürdü"
Afra, gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken "Neden şaşırmadım Akil?" diye sordu. Akil, ona cevap vermek yerine omuz silkip bir şeyler mırıldandı. Dişlerini sıkıp yürümeye devam ederken Afra "Lanet olsun! Bu kızın derdi ne?" diye bağırdı. Afra'nın bağırdığına çok fazla şahit olmamıştı Akil. Afra, genellikle avlarını gülümseyerek ve kadınlığını kullanarak avlar ve yine gülümseyerek öldürürdü. Adamlarının eğitimlerinde bile bu böyleydi! Ama eğer bağırıyorsa... Eğer bağırıyorsa o zaman korkması gereken bir durum var demekti! "Derin, eski haline geri dönmüş olabilir Afra" dediğinde genç kadın adımlarını hızlandırıp başını salladı. Çalışma odasına girip, arkasından içeri giren Akil kapıyı kapatıp kollarını göğsünde topladığında Afra "Canım sıkılıyor Akil. Benim canımın bu kadar sıkılması işten değil!" dedi. Akil, sesini çıkarmadan Afra'yı izlerken yavaş yavaş onun sindirmesini beklemek için Derin'in yaptıklarını anlatmaya başladı. Kısa bir süre sonra da "Onun neden bebeğin yaşadığını söylemek istemediğini anlayamıyorum?" diye sordu.
"Hala şokta" dedi Afra düşünür gibi. "Bunun başka bir açıklaması yok"
Akil "İkimiz de Derin'in soğukkanlı bir katil olduğunu biliyoruz Afra. Kafasına koyduğu şeyi yapar"
"Kendi çocuğuna karşı hayır!" diye diretti Afra.
Akil "O sen değil Afra! Onu sevdiğini, korumak istemeni anlıyorum ama Derin sen değil,senin gibi değil!"
Afra'nın bakışları kadını delip geçerken Akil geri adım atmamıştı. İkisi de birbirlerini uzun süredir tanıyordu ve bu bakışların birbirlerini çok fazla korkutmadığının da bilincindeydiler. Öte yandan Akil haklıydı! Derin, Afra değildi hiçbir zaman da olmayacaktı. Her zaman içindeki karanlık yön baskın olacak ve o yönlendirecekti! Gözlerini kapatıp başını önüne eğerken, uzun sarı saçları omuzlarından önüne doğru dökülüp yüzünü kapattı. "Canım sıkılıyor" diye yinelerken sözlerini Akil'in kıkırdaması üzerine başını kaldırıp ona baktı. Akil bile biliyordu bunun anlamını. "Çocuklara motorunu hazırlamalarını söyleyeyim mi?" diye sorduğunda Afra derin bir nefes alıp "Şimdi değil. Derin'in test sonuçlarını görmeden bir yere ayrılamam" dedi. Akil, başını sallayınca Afra "Ayrıca Erdem ile de ilgilenilsin, zavallı çocuk çok yıprandı." Diye ekledi. Akil "Onu seviyor" dediğinde Afra "Doğru" dedi. Başını sallamaya devam ederken keyifsiz bir şekilde gülümsedi. "Ne kadar ironik" diye mırıldanırken Akil'in odadan çıkışını izledi bir süre ardından koltuğuna oturup, masasının üzerindeki eski fotoğraf karesine baktı. "Nerede yanlış yapıyorum Volga? Nerede yanlış yapıyorum Pars?" diye sordu. o bile artık bir şeyler hakkında tereddüde düşüyorsa söylenecek başka bir söz var mıydı bilemiyordu? Başını arkaya atıp derin bir nefes alırken, parmağındaki yüzüğe dokunup bu sıralar etrafındaki gençlerin yaptığını yapıp okşamaya ve sevmeye başladı. Gerçekten... İyi geliyordu.
****
Akil,koridorda ilerlerken diğer yandan da Çilem'in ölü bedeni için yapılması gerekenleri düşünüyordu. Gömecekler miydi? Yoksa parçalarına mı ayıracaktı? Derin'in kaldığı odaya girip,Erdem'i almak için başını kaldırdığı sırada genç çifti birbirlerine sarılmış bir halde uyurlarken bulduğunda gülümsemeden edemedi. Başını yere eğip,usulca dışarı çıktığında kapıyı kapatıp içini çekti ve morga doğru yola çıktı. Aradığı kişi muhakkak orada olmalıydı. Asansöre binip en alt katı tuşlarken diğer yandan da Anif'i düşünüyordu. Ne yaptığından haberi yoktu çünkü aramamıştı. Derin bir nefes alıp,asansörün kapısının açılmasıyla buz gibi havaya adım atıp irkildi. Ellerini birbirine sürtüp yürümeye başladığında, zeminde çıkan tok ayak sesleri kulaklarını tırmalıyordu. İçeride ki hava o kadar ürkütücüydü ki! Bir başkası olsa ölebilir ya da çığlık çığlığa bağırarak kaçabilirdi! Ama Akil herhangi biri değil ve burası da çığlık atabileceği bir yer değildi. Gözlerini devirip yürümeye devam ettiği sırada tahmin ettiği gibi Khalid'i küçük bir sandalyeye oturmuş, Çilem'in solgun yüzüne bakarken bulmuştu. Kesilen boğazı dikilmiş, vücudunda zarar verilen her yer tek tek onarılmış, hak ettiği saygıyı vermeye çalışmışlardı. Onu yıkamış, saçlarını güzelce örmüşlerdi. Tuhaftı... Ama bunu yapmışlardı... Onlardan çok uzakta olmasa da adamın kıza olan bakışlarındaki özlemi, kederi görebiliyor ve bu genzinin yanmasına neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)
Ficción GeneralBir oyunla örtülüydü o yalan, Ağlanacak güldürüydü oynanan. Çevresini küçüklerin sardığı Gülmelerin arkasında ağlayan, Aldanmamış aldatılmış bir insan.