Bölüm 76

221 30 2
                                    

-76.BÖLÜM-

"İyi akşamlar sayın seyirciler bir son dakika haberi ile ana haberi açıyoruz. Bu akşamüzeri tarihi Nural Yalısında korkunç bir cinayet işlendi. Ünlü tasarımcı Gabra Altuğlu ve annesi Havva Nural oturdukları yalıda ölü bulundu. Görgü tanıklarının belirtmesi üzerine Türkiye'nin genç iş adamlarından biri ve aynı zamanda başarılı avukatlarından olan Poyraz Kılıç Altun olay yerinde görüldü. Evde yapılan aramalarda pek çok sayıda boş mermi kovanlarına rastlanırken genç iş adamının neden orada bulunduğu merak konusu. Emniyet güçlerince alınıp ifadesi alınmak üzere emniyete götürülen Poyraz Kılıç Altun cinayet zanlısı olarak belirleniyor! Ayrıntılarla birazdan sizinle olacağız!"

Elindeki kumandayı hırsla yere fırlattı. Sinirlerine hâkim olmaya çalışır gibiydi ancak bunu başaramıyordu. Altuğ Altun, oğlunun böyle bir şey yapmayacağını dahası yapmadığını biliyordu. Üzerine atılan bu pisliği temizlemek için harekete geçmeleri gerektiğinin bilincinde düşünmeye başlarken karısı sessizce camın önünde durmuş iç çekişler eşliğinde ağlıyordu. Mert Bey'in odasında bütün aile üyeleri bir araya gelmişti. Aktan Bey eşi Nermin Hanım ile yan yana bir koltukta oturmuş dururken Altuğ ve Mert ayakta öylece ekrana bakıyorlardı. Mehir Hanım ise yakın arkadaşının yanında durmuş ona destek olmaya çalışıyordu. "Bu saçmalık!" dedi Altuğ Bey dişlerinin arasından "Bu saçmalık! Duydun mu Mert? Poyraz, böyle bir şey yapmış olamaz! Yapmadı da!" diyerek konuştuğunda Mert Bey arkadaşının yüzündeki öfkenin giderek belirginleştirdiği çizgilere oradan da gözlerine bakmıştı. Çatık kaşlarıyla başını sallayıp önüne dönerken bir eliyle de ensesini ovuşturuyordu.

"Birileri çocuklarımızla oyun oynuyor..." diye fısıldadı Talu Hanım. Burnunu çekti ve "Birileri yavrularımızla oyun oynuyor! Neden biz değil de onlar? Ne istiyorlar onlardan Mert?" diye sordu başını çevirip arkadaşına bakarak.

Genç adam, sıkıntıyla iç çekip gözlerini kapadı. Bilmiyordu. Allah kahretsin ki o da bilmiyordu. Onun da elleri ve kolları bağlanmıştı. Bir türlü kimseye ulaşamıyordu ve bu durum çocuklarının canının yanmasına neden oluyordu!

"Kimin yaptığını bulacağız!" dediğinde bir köşede sessizce oturmakta olan Zal Bey "Kenan Altuğlu'nun işi olabilir" dedi.

Aktan Bey ise "Ya da başka birinin ama ben de öyle düşünüyorum" dediğinde Mehir Hanım "Peki neden şimdi öldürdüler? Neden bunca sene yaşamalarına izin verdikten sonra birden ölüm fermanını imzaladılar. Amaçları ne? Ne planlıyorlar? Bu sefer ki hedefleri ne?" diye sorduğunda Talu Hanım gözyaşlarını silip camın önünden çekildi. Ağır adımlarla odanın ortasına gelip kocası ve arkadaşının arasında durduğunda bakışlarını oğluyla ilgili bir şeyler anlatmakta olan spikerin üzerine dikti ve "Hepsini öldürmek" dedi.

"Bu sefer en güçlü olanlarından başladılar" dedi.

Mert "Neden bahsediyorsun sen Talu?" diye sorduğunda genç kadın burnunu çekip arkadaşına baktı ve "Bunu şimdiye kadar göremediğimize inanamıyorum. Aslında o kadar belli ki..." dedi.

Mehir "Belli olan ne?"

Talu Hanım, iç çekip masanın üzerinde duran siyah kalemi eline alıp beyaz tahtanın önüne geçti ve en tepeye Poyraz'ın ismini yazıp yüzünü kendisine bakan arkadaşlarına çevirdi. Ardından yeniden önüne dönüp ismin sağına ve soluna sırasıyla Anıl'ın ve Doruk'un ismini yazdı. Tam ortaya kızlarının isimlerini yazarken hemen onların altına Volkan'ı, Serap'ı, Oğuz Han'ı, Cüneyt'i, Özkan'ı ve çocuklarının kurmuş olduğu ailenin geri kalan üyelerinin isimlerini yazıp büyük bir çember içine aldı.

"En güçlülerden başladılar" dedi yeniden. Arkadaşları anlamayan bakışlarla kendisine bakınca "Üç sene önce amaçları Nefes 'ti. Hasta olduğu için güçsüzdü ve onu almak diğerlerini almaktan daha kolaydı. Kızımı alıp gittiklerinde çocuklarıma sadece zarar vermekle kaldılar. Ama şimdi o geçen üç senenin sonunda yeniden bir şey planlıyorlar ve bu sefer en güçlülerinden, onlara gerçekten zarar verebilecek olanlarından başlıyorlar" deyip tahtaya döndü. "Doruk'un, Ürdün'e gitmesi beklemedikleri bir şeydi. Bade'nin hayatını araştırmaya gidiyorum deyip aslında ölü olan bir kadının peşinden gitmesi çok geçmeden Kenan'ın kulağına ulaştı ve adamlarını oraya gönderip, oğlumu öldürmeye çalıştı. Ve Mikail'i" dedi.

TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin