Bölüm 177

15 4 0
                                    

Elindeki dosyaları sıkıca kavramış, kendisinden beklenildiği gibi davranıyordu. Buz gibi bakışları, sert mizacı insanların ondan korkmasına neden olurken, genç kız bundan büyük bir haz duyuyordu. Bir elini saçlarının arasına daldırıp, topuklarını yere vura vura yürürken hemen yanı başında kendisine eşlik etmeye çalışan kız dikkatini çekiyor ancak varlığını umursamamaya çalışıyordu. Oysa ki Kafara'nın bu şirketteki yeri tartışılamayacak kadar önemliyken, onu kendisinden uzak tutmaya çalışmak pek de akıllıca değildi. "Size yardım edebileceğimi biliyorsunuz Derin Hanım? Belki Seçil Hanım ya da Çilem Hanım gibi hızlı olamam ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağımı biliyorsunuz?" diyen Kafara tıkanan nefesini düzene sokabilmek adına derin nefesler alıp veriyor, peşinden koşmaya devam ediyordu. Şirketin batı kanadına doğru yürürlerken "Kaç tane var?" diye sordu Derin. Tek kaşını havaya kaldırmış, elindeki dosyayı sıkı sıkı kavramıştı.

"A-anlamadım efendim? Neyden kaç tane var?" diye soran Kafara, Derin'in aniden durması ile durup, ona baktı.

"Derin Hanım?" diye sorarken Derin, gözlerini devirip derin bir nefes aldı "Senden diyorum kaç tane var?" diye sordu sonra. Genç kızın, şaşkınlıktan irileşen gözbebekleri bir an için gülmek istemesine neden olmuş olsa da sonrasında kendisini toparlayıp, duruşunu dikleştirdi. "Size yardım edebilirim Derin Hanım? Randevularınızı, toplantılarınızı, seyahatlerinizi, güvenliğinizle ilgili her işi yapabilirim. Yapabileceğimi biliyorsunuz? Yıllardır bu şirketteyim ve..."

"Yeter Kafara! Sen Doruk'un asistanısın ve Bade'nin! Senden benim işlerimi yapmanı beklemek aptallık olur. Henüz çok gençsin" dediğinde "Aslında sizden bir yaş küçüğüm" dedi genç kız "Ama iş tecrübem iyidir, iyi olduğunu biliyorsunuz" dediğinde Derin "Neden bunu bu kadar istiyorsun anlamıyorum?" diye sorarak yeniden yürümeye başladı.

"Çünkü" dedi Kafara "Sizin güvenebileceğiniz birine ihtiyacınız var ve dışarıdan kimseyi içinize almak istemediğinizden ve size en yakın kişi ben olduğumdan, bunun doğru bir seçim olacağını biliyorum. Bu işe gönüllü değilim, istiyorum Derin Hanım. Omuzlarınızdaki yükü hafifletebileceğimi biliyorum. Erdem Bey ve sizin artık iş dışında düşünmeniz gereken bir şey daha var! Kızınız! Zamanınızın çoğunu ona ayırmak zorunda kalacağınızdan, arkanızı toplayacak ve kollayacak birine ihtiyacınız var, bunu inkâr etmenizin bir faydası yok ama güvenilir birini bulana kadar bırakın da size yardım edeyim. Lütfen! Doruk Bey, beni o kadar da zorlamıyor ya da Bade Hanım; çünkü Doruk Bey bana işle ilgili işleri hallettiriyor, geri kalanları kendisine ait." Dediğinde Derin gözlerini kısıp, kıza baktı. "Renksiz hayatına renk katmak mı istiyorsun Kafara?" diye sorarken genç kız, esmer tenine rağmen utanarak başını önüne eğdi. Onunla neredeyse bütünleşen ve esmer tenine ayrı bir güzellik katan renkli eşarbının uçlarındaki işlemeler salınarak önüne düşerken "Hayır" diye mırıldandı "Sadece gerçekten yardım etmek istiyorum çünkü bu aileye dâhil olmasam bile, sizi seviyorum"

"Tanrım şimdi kusacağım!" dedi Derin ardından başını iki yana sallayarak "Bunu düşüneceğim tamam mı? Şimdi tasarım bölümünden Josephine'i ara ve odama gelmesini söyle!" diyerek kızı arkasında gülümseyen bir yüzle bırakırken kendisi de gülümsüyordu.

**

"Ben geldim!"

Derin, elindeki anahtarı öldürücü bir silaha çevirir gibi parmaklarının arasında konumlandırırken bir yandan da evdeki sessizliği dinliyordu. Kulakları her harekete karşı açılmış, bakışları keskinleşmiş her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelerken dişlerini sıkıyor, olası bir tehlikeye karşı temkinli adımlar atıyordu. Açık bıraktığı saçlarını hızlı bir hareketle bileğindeki tokayla toplayıp, at kuyruğu yaptıktan sonra uzun, ince bacaklarıyla birlikte merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Sezgileri güçlü olduğundan nedense kızının güvende olduğunu hissediyordu.

TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin