Her an yıkılacakmış gibi duran bir köprünün üzerinde durduğunu hissediyordu Derin... Bir karar verecek ve oradan sadece bir kişi ile ayrılacaktı! Adım atmak istese bebeğinin hayatını tehlikeye atacak geriye doğru sendelerse de kardeşinin ölümünü izleyecekti. Hayatının hiçbir anında tercih yapmamıştı. Her zaman bir şeyi istemiş ve ona göre davranmıştı. Belki de bu yüzden kimseyi sevememişti... Sevmenin bu gibi durumlarda insanın ayağına dolanacağını, zayıf noktası olarak gün yüzüne çıkacağını bildiği için sevememişti belki de... Ancak şimdi içinden kopup gelen o acı dolu çığlık, gözyaşları akmamak için kendisini zorlarken küçük kızının yüreğini parçalayan yakarışları dirayetini yok etmek üzereydi. Ondan vazgeçebilir miydi?
Hayır, ondan vazgeçemezdi. Bütün hayatını riske atarak, güzelliği bir yana acısını en derinin de hissederek onu dünyaya getirdiğini bilirken onu boktan bir seçim kurbanı olarak yok etmeyecekti. Bade'nin bakışlarında gördüğü ifadeyle derin bir nefes alıp, yutkunurken "Kızımı ver!" diye fısıldadı.
"Önce elindekini bırak!"
Adamın tok sesi, sinirlerini bozuyor olsa da gözlerini kısıp başını dik tutmaya devam etti "Benden oldukça güçlüsünüz" diyerek konuştuğunda Bade'yi tutan adamın "Ama bu bizi öldürmene engel değil" demesi üzerine soğuk bir şekilde gülümsedi "Seni piç kurusu seni!" diye tısladı "Madem emdiğin sütü burnunuzdan getireceğimi biliyorsunuz, ne diye beni burada oyalıyorsunuz? Kızımı ver! Hemen!"
Adamın, yüzünü göremese de gözlerini takip edip arkasında bebeğini kucağında tutmakta olan adama baktığını fark etti. Yaklaşan ayak seslerinden bebeğinin yanına getirildiğini duyan Derin, başını çevirip kollarını uzattığında bir koluyla bebeğini tutup göğsüne doğru çekmiş, diğer eliyle adamın belindeki silahı çekip, alnına iki el ateş etmişti. Silahı yere atıp yeniden Bade'yi tutmakta olan adama dönerken derin bir nefes alıp "Benim olana benden başka kimse el süremez!" dedi.
"Biliyorum!" dedi adam ardından Bade'nin saçlarından kavrayarak onu ayağa kaldırdı. Kızın vücudu bedenine verilen ilaç yüzünden jöle kıvamına gelmişken, bakışları hala eski halini korumaktaydı. Derin, bir an olsun ondan gözlerini ayırmazken duyduğu motor sesiyle kaşlarını çattı. Bade "Git hadi!" diyerek dikkatini üzerine çekerken Derin "Özür dilerim!" dedi.
Bade, gülümseyerek gözlerini kapatırken adam eğilerek onu kucağına almış, adamlarının korumalığında kızla birlikte geniş transitine binmişti. Derin, onların peşinden bakarken diğer adamların hala yanında durduğunu görünce gözlerini kısmıştı. Ancak az önce duymuş olduğu motorun sesi giderek sesini yükseltip hemen sağ köşeden içeriye girdiğinde, art arda edilen ateş seslerinden küçük kızını koruyabilmek için arabasının kilidini açmış ve onu hiç düşünmeden içeriye koymuştu. Asfaltı yakan lastiklerin çıkarmış olduğu dumanın içerisinden kendisine doğru yürümekte olan sarışın kızı seçtiğinde "Habil!" dedi.
Habil "Aklınızdan zorunuz mu var sizin? Korumasız dışarı çıkmak da ne demek?" diye bağırdı.
Yerde can çekişmekte olan adamın yanına gidip boynuna bastığında "Kapa çeneni!" diye bağırıp Derin'in yanına geri döndü. Genç kıza, okkalı bir tokat atıp dirseğini gırtlağına bastırdığında, geri geri yürümesini sağlayıp onu arabayla arasına sıkıştırdı. "Osman Kohen'in ölmüş olması mı size aylak aylak dolaşma hakkını veriyor yoksa cidden salak olduğunuz için mi?"
"Sözlerine dikkat et!" diye uyardı Derin "Karşında dengin yok senin!"
Bebeğinin bir kez daha çığlık atarak ağlaması üzerine Habil kızı arabaya sertçe iterek saçını çekti "Sen değil Derin ama Bade'nin hayatı hala büyük oranda tehlikede!" diye tısladı "Bunu anlayabilmen için onun öldürülmesi gerekiyorsa meraklanma yakın bir zamanda bunu da yapacaklar!" deyip kızın sinirlendiğini umursamadan motoruna doğru yürüdü. Derin, yerdeki cesetlere bakıp kaşlarını çatarken Habil "Arabana bin Kohen!" diye bağırdı "Geri kalanları bırak da sizi düşünenler halletsin!" diyerek motoruna binip çalıştırdığında "Hadi!" diye bağırdı "Peşinde olacağım! Herkes şirkette az önce yaşananları konuşuyor! Kocanın seni nasıl paylayacağını görmek istiyorum doğrusu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU 2. SEZON (KAN VE GÜL)
Ficção GeralBir oyunla örtülüydü o yalan, Ağlanacak güldürüydü oynanan. Çevresini küçüklerin sardığı Gülmelerin arkasında ağlayan, Aldanmamış aldatılmış bir insan.