Güneş ışıkları odaya sızmaya başladığında hafifçe kıpırdandı Sadi yerinde.Burnuna dolan yasemin kokusu ile tatlı bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. Kapalı olan gözlerini araladığında kollarında yatan kadına takıldı gözleri. Derin derin uyuyordu.
Uzun ve ateşli geçen bir geceden sonra yorgun düşmüştü Songül. Bir bacağını Sadi'nin üzerine atmış bir elinide adamın beline dolamıştı.Dağınık saçları ve şişmiş dudakları ile kusursuz görünüyordu. "Huzur" dedi Sadi içinden. "Songül benim huzurum."
Yüzündeki gülümseme daha da artarken karısının uykulu sesini duydu Sadi. "Neye gülüyorsun sen?"
"Karıcım. Sen ne zaman uyandın?"derken hareketsizlikten kasılan belini rahatlatmak için bir tık sola kaydırdı Sadi bedenini.
"Çok olmadı." dedi Songül adamın boynuna iyice sokulurken. "Kendi kendine neye gülüyorsun merak ettim."
Sadi boynunda hissettiği sıcaklık ile gözlerini tekrar kapattığında "mutluğum çünkü" diye fısıldadı. Aldığı cevapla başını hafifçe kaldırıp adamın dudağının kenarına küçük bir öpücük bıraktı Songül. "Sen hep mutlu ol."
"Sen de hep yanımda ol".
Sadi;karısını kendine daha çok çekmiş, çıplak teninde ellerini usul usul gezdirmeye başlamıştı. Songül;adamın ellerinin sıcaklığı ile gözlerini kapatıp anın büyüsüne bırakmıştı kendini.
Kadının teninin yumuşaklığı ile içinde bir kıpırdanma hissetti Sadi.Yorgun bedenlerinin bir kavuşmayı daha kaldırıp kaldırmayacağını bilmeden kollarının arasında yatan kadının üzerine kaydırdı kendini.
Songül kıkırdayarak kollarını adamın boynuna sardığında, Sadi beklediği onayın gelmesi ile gülümsedi.
Sakallarını Songül'ün boynuna sürtmeye başladığında mırıldandı. "Songül çocuk mu yapsak acaba biz."
"Ne" dedi Songül şaşkın bir ifadeyle. "Ne diyorsun Sadi sen Allah aşkına."
"Bi çileğimiz olsa fena mı olur diyorum?"
Songül adamın isteğine şaşırsada tepkisiz kalamadı."Çilek diyorsun" dedi dudağının kenarına yerleşen cilveli bir gülüşle.
"Hıhı" dedi Sadi karısının boynuna küçük öpücükler kondururken. "Sana benzeyen küçük bir kız çocuğu istiyorum."
Songül cevap vermek yerine şahane gülümsemesini sundu kocasına.Adamı üstüne iyice sabitleyip, dudaklarına doğru fısıldadı. "Sana benzesin."
Sadi dudaklarını Songül'ün dudaklarına yaklaştırdığında çalan telefon ile sesli bir nefes verdi. Songül kaşlarını hafifçe kaldırıp dudaklarını büzdü.
"Çileğimiz başka bir zamana kaldı."Sadi içinden bildiği bütün küfürleri sıralarken bedenini yatağın sol tarafına bıraktı hızlıca.
"Kim bu dengesiz Allah aşkına."
Songül kendi tarafındaki komidinin üzerinde duran telefona uzandı.Gözlerini ekrana kaydırdığında sıkkın bir şekilde homurdandı. "Al kumam arıyor."
Telefonu almak için elini uzattığında sinirle söylenmeye başladı Sadi. "Yaver ben senin zamanlamanın ta.." dedi ama telefonun diğer ucundan Yaver'in sesinin duyulması ile yarıda kesti cümlesini. "Ağam?"
"He Yaver söyle!"
"Ağam günaydın. Uyandırmadım değil mi?"
Sadi sinirle gözlerini kırpıştırdığında Songül küçük bir kahkaha kaçırdı dudaklarından. Sadi'nin kollarından sıyrılıp çıplak bedenine adamın yerde duran gömleğini geçirdi hızlıca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir küçük sadgül meselesi
RomantizmTesadüf diye bir şey yoktur olması gereken olur. Songül ve Sadi'nin de hayatlarının kesişmesi tesadüf değildi olması gereken oldu. Sadi yeni hayatında Songül için her şeyini veremeye hazır. Peki Songül'ü bekleyen gerçek ne? Ve bu gerçeği kimden v...