Bir küçük sadgül meselesi

Hoşça kal Jack..🥀

"Yedi Emin"
Duyduğu isim ile oturduğu yerden doğruldu Nejat Kırdar. "Meşhur Yedi Emin mi Songül komiserin kocası"

"Evet abi" dedi Mesut kafasını sallayıp. "Yer altı dünyasında adından en çok bahsedilen ve tanışanların tanıdığına pişman olduğu adam."

Nejat Kırdar sorgularcasına bakmaya devam ediyordu Mesut'un yüzüne. "Emin misin o olduğuna" dediğinde olabildiğine gergindi.

"Hiç olmadığım kadar" dedi Mesut omuzlarını dikleştirip. "Onu benden daha iyi kim tanıyabilir" dedi cümlelerini ağzının içinde geveleyerek.

"Böyle adamlar ile uğraşılmaz Mesut. Bunca yaşadığın şeyden sonra daha öğrenemedin mi bunu sen?"

"Doğru abi uğraşılmaz" dedi Mesut tok bir ses tonuyla. "Ama böyle adamlar ile tek tabanca ise uğraşılmaz. Yedi Emin artık tek tabanca değil. Bir karısı var artık. Yumuşak bir karnı var.

•
Eve geldiklerinde günün yorgunluğunu atabilmek için bıraktı kendini Sadi kanepeye. Songül'de yanına yerleşip sokuldu kocasına. Sadi koltuğa iyice yerleşirken aklına gelen düşünce ile canlandı birden. Bakışlarını karısına çevirdi hızlıca. "Menengiç yapayım içersin?"

"Olur" dedi Songül gülümseyerek. "Yapta içelim vallaha. Şu an çok ihtiyacım var."

"Hemen güzel karıcım" dedikten sonra hızlıca mutfağa yöneldi Sadi. On dakika içinde kahve tepsisi ile salona geri döndüğünde Songül'ün telefonda kahkahalar atarak birisiyle konuştuğunu fark etti.

"Ersin'cim tamam. Ya bi sakin olsana sen. Ne bu heyecan Allah aşkına."

"Ersin'cim." dedi Sadi kaşlarını havalandırıp. Elindeki tepsiyi masaya bırakırken sinirle mırıldandı "Ersin'cim.. cim, cam, cum..."

Sadi'nin sesini duyması ile işaret parmağını dudağına bastırdı Songül. "Sus" dedi fısıldayarak. Sonra hemen devam etti konuşmasına. "Tamam Ersin'cim. Sen bana hocanın numarasını at. Ben arar randevu alırım."

Sadi oturduğu yerde kıpırdanmadan duramıyor bakışlarını Songül'den ayıramıyordu. İçi içini yerken telefonun kapanması ile merakına çoktan yenilmiş, aklını kemiren soru dudaklarından dökülmüştü. "Ersin kim la?"

"Arkadaşım" dedi Songül telefonunu masaya bırakırken. "Hem sen niye sürekli konuşuyorsun Sadi kendi kendine allah aşkına. Adapte olamadım çocuğun söylediklerine."

"Ne demek niye konuşuyorsun karıcım. Ersin'cim dedin elin herifine. Evli barklı kadınsın ayrıca. Niye cim'li cum'lu konuşuyorsun sen elin herifleriyle.

"Yok artık Sadi" dedi Songül güçlü bir kahkaha atıp. "Kıskandım deme bana sakın."

"Yok ya ne kıskanacağım. Adamın adını sevmedim ben. Söylemesi güzel değil."

"Evet Sadi evet. Kesin öyledir" dedi Songül gülmemek için alt dudağını dişlerken. "Tanısan çok seversin ama Ersin'i kafa çocuktur."

Sadi kahvesinden bir yudum alıp sinirli bir ses tonuyla mırıldandı. "Tanıştır beni seveyim ben Ersin'i bi."

"Vallaha abartıyorsun Sadi ya"

"Tamam tamam sustum" dedi Sadi ellerini havaya kaldırıp. "Ne diyor peki Ersinciğin? Niye aramış bu saatte?"

"Tango kursuna gideceğiz birlikte de onu söylüyor ya önemli bir şey değil."