Okul çıkışında Mahmut abi, içinde kıyafetlerimin olduğu bir çanta getirdi. Evden gitmeme değil de babamın buna izin vermesine şaşırmıştı. Atlas'ın kullandığı arabaya binip sessiz bir şekilde camdan bakmaya başladım. Belki onunla aynı evde kalmak iyi bir fikir değildi ama gidebileceğim başka kimsem de yoktu. Ne babamı ne de Seren'i görebilecek cesaretim vardı.
Atlas'ın bazen boş konuştuğu ve benim cevap vermediğim o yolculuk çok geçmeden bitmişti. Evinin önünde durduğunda yavaşça arabadan indim. Atlas da inip yanıma geldiğinde tedirgin adımlarla eve doğru ilerledim. Atlas anında kolunu omzuma doğru attı ve hızlı bir şekilde ilerleyip kapıyı açtı. İçeriye girdiğimde kısaca etrafa göz atıp Atlas'a döndüm. Saliselik olarak gözlerine baktıktan sonra bakışlarımı yere çevirdim.
"Kalmama izin verdiğin için teşekkür ederim." dedim çekingen bir sesle.
Gülümseyerek yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerime baktı.
"Asıl benimle kalmayı kabul ettiğin için ben teşekkür ederim güzelim."
Utanarak ellerimi kollarına koydum ve hızlıca dönüp ilerledim. Birkaç adımla hemen yanıma gelip kolumdan merdivenlere doğru çekiştirmeye başladı.
"Gel, odanı göstereyim."
Sakin adımlarla peşinden ilerledim. Beyaz kapısı olan bir odaya doğru gidiyordu. Beyaz kapının kolunu aşağıya indirip açtı. Yavaş adımlarla içeriye girdiğimde gözleri üzerimdeydi.
"Ben de hemen yan taraftaki odada olacağım. Gece korkarsan yanıma gelebilirsin."
Gülerek gözlerimi devirip odanın içine doğru ilerledim ve çantamı yatağın kenarına bıraktım. Etrafımda dönerek odaya son bir bakış atıp kapının kenarına yaslanan Atlas'a doğru yürüdüm. Tam önünde durup gözlerimi gözlerine çevirdim. Hiçbir şey demeden yüzüne bakıyordum.
Her ne kadar yaptığı çoğu şeyin sebebini bilmesemde bana şuan iyilik yapıyordu. İlk başlarda düşündüğüm kadar kötü bir çocuk değildi. Hatta o benim ilk arkadaşımdı.
Konuşmadan gözlerine bakmaya devam ederken gülümseyerek elini kaldırıp yanağıma koydu ve yavaşça okşadı.
"N'oldu? Niye öyle bakıyorsun?"
"Hiç." dedim omuzlarımı silkerek.
Yaslandığı yerden doğrulup boştaki elini de yanağıma koydu ve biraz daha yaklaştı.
"Üzerini değişip aşağıya gel. Yemek yiyelim."
Tamam anlamında başımı salladığımda son kez yanağımı okşayıp arkasını döndü ve uzaklaştı. Kapıyı kapatıp hemen üzerimdekileri çıkardım. Aynaya baktığımda boynumdaki morluk gözüme çarptı. Evde bile boğazlı şeyler giymem gerekecekti.
Çantamdan boğazlı bir kazak çıkarıp üzerime geçirdim. Ev zaten sıcaktı ama boynumdakileri görmesine izin veremezdim. Altıma da bir eşofman geçirip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde üzerinde şort ve tişört olan Atlas'ın garipseyen bakışları üzerimdekileri süzdü ve gözlerime geldi.
"Ev soğuk mu?"
"Hayır, sadece ben biraz fazla üşüyorum."
"Senin bir kan değerlerine baktıralım. Bu kadar üşümek normal değil."
Histerik bir şekilde gülüp hazırladığı masaya bir göz attım ve bir sandalye çekip oturdum. O da hemen karşıma oturup gülümseyerek ellerini çenesinin altına getirdi.
"Eee... Nasıl görünüyor?" dedi önümdeki makarnayı işaret ederek.
"Makarna işte." dedim umursamaz bir tavırla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DerLas (Gay)
Romance|Tamamlandı| - Biliyor musunuz? Onun yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki... Çok rahattı, çok umursamazdı. Bir şey yaparken sonunu düşünmezdi. Çünkü onu bekleyen kötü bir şey olmazdı. Etrafında bir sürü arkadaşı vardı. Herkes onu seviyordu. O onla...