"Bana neden söylemedin?"
"Eğer söylersem onunla konuşmama izin verecek miydin?"
"Hayır. O piçin ağzını yüzünü dağıtacaktım."
"İşte bu yüzden sana söylemedim."
Elini yavaşça yanağıma koydu. Gözleri gözlerime şefkatle bakıyordu.
"Eğer sana bir daha zarar vermeye kalkarsa onu gerçekten öldürürüm."
"Bana artık hiçbir şey yapamaz sevgilim."
Elini yavaşça saçıma çıkarıp okşadı. Gözleri dolmuştu.
"Sana bunlar olurken benim hiçbir şey yapmadığımı hatta habersizce seninle uğraşmaya devam ettiğimi düşündükçe kendimden nefret ediyorum."
"Sevgilim..." diye mırıldandım. "Kendinden nefret etmene gerek yok, senin bir suçun yok. O piçin suçunu üstlenme. Her şey onun suçu. Anladın mı?"
"Ama ben-"
"Aması falan yok. Sen dünyanın en iyi sevgilisisin. Kendini suçlama."
Gözünden bir yaş düştüğünde elimle silip yanağına nazik bir öpücük bıraktım.
"Sulu göz sevgilim benim." dedim gülerek.
"Sulu göz değilim ben. Ağlamıyorum." dedi ve göz yaşlarını elleriyle sildi. "Çok sert bir erkeğim ben bir kere!"
Gülerken yavaşça kucağına çıktım. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Hemen alt dudağımı ağzının içine almaya çalıştığında geri çekilip kulağına doğru eğildim. Kendimi ona bastırırken fısıldadım.
"Gerçekten çok sertmişsin." dedim altındakinden bahsederek.
Beni hızlıca koltuğa yatırıp yüzünü boynuma doğru yaklaştırdı.
"Birde içindeyken gör sen." diye fısıldadığında kalp atışlarım hızlandı.
Şimdiye kadar hiç içime girmemişti. Ayrıca Atlas'ın erkekliği çok büyük olduğu için içime girecek olması beni korkutuyordu. Ama en sonunda illa ki içime girecekti.
Kendini bana sürttükten sonra sanki beni beceriyormuş gibi kalçasını ileri geri hareket ettirmeye başladı. Her kalçama çarptığında ses çıkıyordu. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmıyordu.
Beni birden ters çevirip kalçasını daha sert çarpmaya başladı. Erkekliğinin sertliğini hissedebiliyordum.
Kolunu yavaşça göğsüme doğru sarıp beni kaldırdı. Kalçasını hala hareket ettirirken azgın sesiyle kulağıma fısıldadı.
"İçine girmek istiyorum."
Yüzüm kızarmaya başlarken göğüs ucumu sıktığında ağzımdan küçük bir inleme kaçırdım.
"Odaya..." diye mırıldandım zar zor. "Odaya çıkalım."
Beni hemen kucağına alıp odaya doğru ilerlemeye başladı. Odaya gidene kadar boynumun her yerini yalayıp yutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DerLas (Gay)
Romance|Tamamlandı| - Biliyor musunuz? Onun yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki... Çok rahattı, çok umursamazdı. Bir şey yaparken sonunu düşünmezdi. Çünkü onu bekleyen kötü bir şey olmazdı. Etrafında bir sürü arkadaşı vardı. Herkes onu seviyordu. O onla...