2

5.6K 329 79
                                    

"Özür dilerim." dedim başım öne eğikken.

Sinirli adımlarla üzerime gelip yanağıma sert bir tokat attı. Dengemi kaybettiğimde yere düştüm. Gözlerim anında dolmuştu.

"Biz o kadar uğraşalım, beyefendi derse girmesin!"

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.

"1 hafta boyunca annenin odasına adımını bile atmayacaksın!"

"Baba, lütfen-"

"Kes sesini!"

Arkasını dönüp çalışma masasına oturdu. Yüzüme bakmadan konuştu.

"Odana çık!"

Yavaşça ayağa kalkıp çalışma odasından çıktım. Hemen kapının girişinde babamın yardımcısı olan Seren duruyordu. Saniyelik olarak yüzüne bakıp ilerledim. Elini omzuma koyup beni durdurdu.

"İyi misin?"

"Mükemmellim!" dedim gözümden akan yaşla.

Önüme dönüp odama doğru ilerledim. Odama girdiğimde kendimi yatağa bıraktım ve ellerimi yüzüme koydum. Sessizce ağlıyordum. Eğer ağladığımı duyarsa gelir tokattan daha çok canımı acıtırdı. "Kız gibi ağlayıp durma!" derdi.

Bana olan bu nefretinin sebebini bilmiyordum. Kırılgan olduğum için miydi? Yoksa istediği gibi bir evlat değil miydim? Ya da onum tabiriyle 'kız gibi' olduğum için mi? Anlayamıyordum.

Yataktan kalkıp babamın koyduğu uyuma saatine kadar ders çalışacaktım. Eğer odama girdiğinde beni yatağın üzerinde görürse vücuduma yeni morluklar eklenebilirdi.

Dolu gözlerimi kapatıp ağlamamı durdurdum. Derin bir nefes alıp yataktan kalktım. Kitaplarımı masaya koyup çalışmaya başladım. Babama göre tüm notlarım yüz olmak zorundaydı. Bir puan aşağısını bile kabul etmiyordu. Hangi ders olursa olsun, dersler, konular ne kadar zor olursa olsun yüz alamazsam onun için hiçbir şeydi.

Saatlerce ders çalıştım. Bildiğim konuların üzerinden tekrar tekrar geçtim. Hiçbir soruyu yanlış yapmayana kadar test çözdüm. Başım ağrıyordu, bedenim çok halsizdi. Belki de bu sabah okulda ıslandığım için hasta oluyordum. Vücudum zaten çok dayanıksızdı. Ama hasta olursam babam sinirlenecekti. Eğer hasta olursam düzgünce ders çalışamayacaktım çünkü.

Uyuma saatimin geldiğini söylemek için Seren gelip kapımı tıktıkladı. İçeriye girip gözlerini gözlerime dikti.

"Uyuma vaktin."

"Yatıyorum." dediğimde kapıyı kapatıp çıktı.

Sanki küçük bir çocukmuşum gibi uyku vaktimin geldiğini söylüyordu. Hızlıca uyumak için hazırlanıp yatağa girdim. Halsiz olan bedenim kendini hemen uykunun kollarına bırakmıştı.

Sabah olduğunda bedenimdeki halsizlik hâlâ üzerimdeydi. Gözlerimi kapattığımda göz kapaklarım yanıyordu. Sanırım ateşim vardı. Beni kaldırmak için odama giren Seren halsiz halime bakıp yanıma geldi. Elini başıma koydu.

"Ateşin var. Babana haber vereyim."

Tam dönüp gidecekken kolunu yakaladım. Yalvaran bakışlarım gözlerindeydi.

"Bir şey söyleme, lütfen. Okula gidebilirim."

"Ama yanıyorsun!"

"Babama söylersen her şey daha kötü olacak. Yalvarıyorum sana, haberi olmasın."

Kararsız bir şekilde yüzüme bakıp bir nefes verdi.

"Tamam, sen hazırlan. Baban birazdan çıkacağı için birlikte kahvaltı yapmak zorunda değilsiniz. Kahvaltını yaptıktan sonra sana ilaç veririm."

DerLas (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin