Sabaha kadar uyumamış ve kimse kalkmadan hazırlanıp evden çıkmıştım. Tek uyanık olan Mahmut abi olduğu için beni okula bırakmıştı. Bomboş sınıfa girip sırama oturdum. Dizlerimi göğsüme çekip yüzümü dizlerime gömdüm.
Dakikalarca hiç hareket etmeden öylece durdum. Zaman geçtikçe sınıf dolmaya başlıyordu. Sessiz olan sınıfı büyük bir gürültü kaplıyordu. Beynimin içindeki düşüncelerin yanına bu sesler eklendiğinde delirecek gibi oluyordum.
"Günaydın."
Başımı kaldırdığımda Atlas tam karşımda duruyordu. Neden bilmiyorum ama onu görünce içime büyük bir ağlama hissi yayılmıştı.
"Sen hiç uyumadın mı?" dedi elini gözümün altına koyarken. "Gözlerin şişmiş."
Aniden gözlerim dolduğunda sıradan kalkıp hızlı adımlarla tuvalete doğru ilerledim. Atlas peşimden sesleniyordu. Tuvalete girip ellerimi gözlerime bastırdım. Atlas da endişeli bir şekilde içeriye girip ellerini kollarıma koydu.
"İyi misin?"
Tutmaya çalıştığım göz yaşlarım o soruyla birden akmaya başladı. Kendimi durduramıyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Atlas kollarını hızlıca bedenime sardı ve başımı okşamaya başladı.
Kollarımı boynuna dolarken parmak uçlarıma kalkıp yüzümü omzuna gömdüm. Bedenimin titremesini durduramıyordum.
"Sakin ol güzelim." diye mırıldandı kulağıma doğru.
Bir süre omzunda ağladıktan sonra bedenimi ondan ayırmadan sakinleşmek için derin bir nefes aldım.
"Sende kalabilir miyim?" dedim titreyen sesimle.
"Kalabilirsin güzelim." dedi kollarını daha çok bedenime sararken.
Dakikalarca omzunda ağladıktan sonra kendimi toparlamaya çalışarak bedenimi bedeninden ayırdım. Gözyaşlarımı silerek başımı kaldırıp yüzüne baktım.
"Teşekkür ederim."
Elini saçlarıma koyup biraz okşadı. Eli hâlâ saçlarımdayken eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Ne olduğunu anlatmak ister misin?"
Hayır anlamında başımı iki yana salladım.
"Tamam, nasıl istersen." dedi nadiren duyduğum nazik sesiyle.
"Sınıfa gidelim." dedim bakışlarım yere dönerken.
Elini omzuma koyup ilerlemeye başladı. Tuvaletten çıkıp sınıfa girdiğimizde birkaç kişinin bakışları üzerimizdeydi. Özellikle Ege öldürücü bakışlar atıyordu.
Sıraya oturup başımı sol koluma yasladım. Atlas da sağ kolunun üzerine yatıp bakışlarını gözlerime çevirdi. Utanarak gözlerimi kaçırdığımda sessizce gülüp elimi eline aldı. Sessiz bir şekilde elimle oynarken bazen bakışları bana dönüyor sonra gülümseyerek tekrar elime bakıyordu.
Dersler başladığında odaklanmaya çalışsamda odaklanamıyordum. Düşüncelerim beynimin içini kemirip duruyordu. Öğle arasına kadar bazen gözlerim doluyor sonra kendimi toparlayıp derse dönüyordum. Yarım yamalak aldığım notlardan hiçbir şey anlaşılmıyordu.
Öğle arasına girdiğimizde telefonumu alıp Seren'le olan mesajlarımıza girdim.
Derin: Bir süre arkadaşımda kalacağım. Babama durumu açıklarsın.
Derin: Çıkışta eve gelmeyeceğim. Bana bir çanta hazırlamalarını ve Mahmut abiye vermelerini söylersin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DerLas (Gay)
Romance|Tamamlandı| - Biliyor musunuz? Onun yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki... Çok rahattı, çok umursamazdı. Bir şey yaparken sonunu düşünmezdi. Çünkü onu bekleyen kötü bir şey olmazdı. Etrafında bir sürü arkadaşı vardı. Herkes onu seviyordu. O onla...