Aşk ve Nefret' (gxg) +18

42. Bölüm Mutfak Seksi!

'Seks sonrası içilen o zevkli şarap;

Dudaklarına değen bardağın en ince detayları;

Sen ve ben karanlık bir oda, yavaş bir müzik...

Ardından olacaklar..'

............................................

'Clarke?' dedim elini sertce çekerken. 'Durur musun bir lütfen'

'Hayır!'

'Konuşalım!'

'Ne konuşacağız ki?'

'Az önceki şeyi Clarke!'

'Ne o Lexa hanım konuşmanızı böldüm diye kızacak mısınız yoksa?' o an sertce durmuştu ve sinirli gözleri ile daha yakından denk gelmiştim. 'Gitmek mi istiyorsun oraya?'

'Önce bir sakin ol' dedim ve iyice bedenine doğru yaklaştırdım bedenimi. Sakinleşmesi için yapmıştım bunu. Alnını alnıma dayayıp, 'Gitmek istediğim tek yan senin yanın!' o an gözlerini kapamış ve derin bir nefes alıp vermişti. Yüzümde hissetmiştim. Sıcacıktı.

'Özür dilerim öyle demek istemedim'

'Biliyorum sevgilim'

'Çok siniri bozucu' diyip hafifce ileri çekti yüzünü. Ben ona anlamayan bakışlar atarken, 'Ne zaman arkamı dönsem hepsi plan yapmış gibi senin dibindeler' demişti ve bunu tek nefeste sinirle söylemişti.

'Ben kimin dibindeyim peki?' dedim ellerimi ellerine kenetlerken. Tekrardan dibine kadar girmiştim. Şu an bahçede olmasak var ya.. Neyse..

'Benim!'

'O zaman boşver onları ben neredeyim kimleyim ona bak' dedim. Ellerimi ellerinden çekip yüzünü avucumun içine almıştım. 'Biliyorum sinir bozucu ben olsam ben de böyle tepki verirdim buna emin ol. Ama bu kalp sadece senin için atıyor. Bu gözlerde sadece seni görüyor. Senle kavgalı olduğumuz o dönemler bile içten içe kimsede böyle şeyler aramadım kimseyi istemedim de zaten'

'Bunu görebiliyordum. Sana kaçamak bakışlar atarken seni izlerken bunu çoktan fark etmiştim'

'Bana baktığını biliyordum' dedim gülerken. 'Hep biliyordum'

'İnkar etmedim' dedi gülerken. Ardından yüzü düşmüştü. 'En büyük korkum ben içten içe seni severken ve senin bundan haberin dahi yokken senin başkasına aşık olabilmen ihtimaliydi'

'Öyle bir şey olamazdı! Çünkü ben de içten içe ne yaşarsak yaşayalım hep sana çekiliyordum'

'Haklısın' diyip dudaklarıma yaklaştı ve beni öptü. Ardından geri çekildi. 'Asla gözü dışarıda olan biri değildin! Neyse ki bu konuda şanslıyım'

O an gülüp 'sağ ol ya' demiştim. 'o da ne demek' diyip gülmüştü. İşte bunu seviyordum. En azından uzatmadan hallediyorduk sorunlarımızı.. Birbirimizi kırmadan, birbirimizden ayrılmadan, birbirimizi terk etmeden, arada bir başkası olmadan sinirli de olsak çözüyorduk.

............................................................