52. Bölüm Uyusun da büyüsün ninni!

181 21 35
                                    


..............................................

'Lexa?'

'Clarke?'

'Lexa? beni duyuyor musun?'

'Hayır! Clarke!' yataktan çığlık atarak fırlamıştım. Önce alnıma dokundum. Sonra kafama. Kan yoktu. Gözlerim bulanık görmüyordu. Sonra ise olduğum yere baktım. Nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım. Odadaydım. Uyuyakalmıştım. İki dakika diye uzandığım şu yatakta uyuyakalmıştım. Ve kan ter içinde uyanmıştım. Her yanım sırılsıklamdı. Vücudumdan terler akıyordu. Ya götümden emin değilim şu an. Kabus görmüştüm. Ben Clarke'dan korkarken kendim kabusa teslim olmuştum. Of! O neydi ya?

'İyi misin?' diye Clarke'a bakamadım. 'Lexa?'

'Değilim' dedim üzgünce. 'Değilim'

'Senin neyin var ne bu hal?' dedi telaşla bana yaklaşırken. 'Ne gördün?' tek kaşını kaldırarak sormuştu.

'H- Hiçbir şey' diyerek geçiştirdim onu. Ve elimi saçımdan geçirip çektim sertçe. Nefes nefeseydim. Allah kahretsin! Yatağın kenarına oturdum. Ellerimi başımın arasına alıp nefesimi düzene koymaya çalıştım. Ama olmuyordu.

'Lexa' diyerek yanıma oturdu Clarke'da. 'Bana bak'

'H-Hayır' derken kekeledim. 'Bakamam'

'Sorun ne?'

'Sadece bakamam'

'Lütfen'

Kafamı kaldırıp ona bakmıştım. Bakar bakmaz telaşlı ve endişeli mavileriyle denk gelmiştim. Ben şimdi sana bunu nasıl anlatayım ki be güzelim..

Ne diyecektim ki zaten. 'Rüyamda o orusbuyu gördüm kavga ettik beni ölümüne hakladı daha sonra ise benim canıma karşılık sana iğrenç teklifte bulundu. Sen de benim için bunu kabul ettin!' felan mı? kafayı yiyecektim. Ramak kalmıştı. Asıl canımı yakan şey de şuydu. Rüya olmasa bile bu, gerçekte yaşanmış olsaydı, Clarke yaşamam için kendini feda ederdi. Beni deli eden de tam olarak buydu. Ona izin verecek olmasıydı. Şahsen ben ölmeyi tercih ederdim. Çünkü böyle bir şey olursa o bununla zaten yaşayamazdı. Ben neden yaşayacaktım ki?

Nefes alamıyorum.

Nefes alamıyorum.

Nefes alamıyorum.

'Benim biraz hava almam lazım' dedikten sonra gömleğimi giydim üzerime ve odadan ayrıldım. Clarke tutmamıştı beni. Çünkü biraz alana ihtiyacım olduğunu anlamıştı. Anlatamayacak kadar canımı yakan şeyi şu an anlatamayacağımı fark etmiş olmalıydı. Evden çıkar çıkmaz gökyüzüne kafamı kaldırdım. Baktım ve derin bir nefes aldım. Ardından karşıdaki sokağa dalıp barlara doğru yürüdüm. Yaklaşık 15 dakika yürüdükten sonra gördüğüm ilk bara dalmıştım. Barmene 'tekila' dedikten sonra oturup beklemeye başlamıştım. Önüme gelen tekilaları tek tek fondip yaptıktan sonra etrafta dans eden insanları izlemeye başlamıştım. Tekilalar yetmemişti bana. Dahası lazımdı. Tekrar barmene dönüp 'bira' dedikten sonra izlemeye devam etmiştim. Şu an kabusu hatırlayamayacak kadar içmek istiyordum. Sadece içmek! Sonucuna bakmadan içmek!


....................................................

Clarke'ın ağzından;;;

Lexa koşarak evden çıkmıştı. O hali gözümün önünden asla gitmiyordu. Ne görmüştü bu kadar etkileyecek? Kafayı yemek üzereydim. Onun canını Bu denli yakan şeyi bilmemek daha fazla kafayı yememe sebebiyet veriyordu. O benim her şeyimdi!

Aşk ve Nefret' (gxg) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin