104. Bölüm Lexa ve Clarke kek yapıyor!

159 17 126
                                    





Bir hafta sonra;

Güzel bir tatilin ardından Londra'ya geri dönmüştük bir hafta sonra. Hem güzel bir tatil hem güzel bir evlilik hem de çok güzel bir haberle birlikte. İçim içime sığmıyordu. Çünkü hayalini kurduğum her şey sırayla gerçekleşiyordu. Önce Clarke sonra evliliğimiz en son da aile olmamız..

Evimize gelmiştik sonunda. Ben alışması zaman alır diye düşünürken bizim kız saatinde alışmıştı. O kadar heyecanlıydı ki anlatamam size..

'Aşkım buraya da bir koltuk koyalım bence' dedi bahçeye bakan cam terastan. Bu alan camla kaplıydı. 'Sarmaş dolaş karı izleriz yağmuru' dedi tebessüm ederken. Kar ve yağmur yağarken üzerine yağıyor hissiyatı veriyordu çünkü burası. 'Olur mu?'

'Olmaz olur mu hiç?' diyip yaslandığım kapıdan ona doğru yürüdüm. 'Olmasa da olur olacaktır hatta' diyince ben kahkaha atmıştı. 'Karım ne derse alınacak nasıl derse de yapılacak' dedim tebessüm ederken. Bana sımsıkı sarılmıştı o an. Şu an şaka gibi geliyordu her şe yama aslında gerçekti. Evlenmiştik. Ve kendi evimizdeydik artık.

'Sen fazla mı hanımcı oldun sanki?' muzipce gülüp kafasını yana eğmişti.

'Belki sadece fazla aşığımdır' diyince durdu önce. 'Ondan mutlu olman için her şeyi yapıp evet diyorumdur belki' tebessüm edip beni kendine çekmişti. Dudaklarıma yaklaştığı an sıcak nefesi ile mest olup beni öpmesine izin vermiştim. Öpüşmemiz hararetlenince gülerek çekildim.

'Bu sefer bahanen ne?' dedi gülerken. 'Ayrı evimiz var artık malum kimse de bölemez..'

'Bahanem yok ki..' dedim ellerini tutarken. 'Evin her köşesinde götürürüm seni ne bahanesiymiş?'

Kahkaha atıp 'Oha' demişti. Ardından kendini düzeltip 'Çaktırma ama ben de onu düşünmüştüm..' bana oha diyene bakar mısınız bir...

'Bir de bana oha der' diyince koluma hafifce vurmuştu. 'Şakaydı..' dedim gülerken. Ardından onu kendime çektim. 'Kek sözün vardı malum hani ondan sevişmeyi tatlı sonrasına bırakıyorum..' dedim gülerken. O an gözleri parlayıp;

'Doğru ya onu unutmuşum ben..' dedikten sonra ellerimden tuttu ve 'Hadi mutfağımıza inelim sevgilim' demişti. Ve el ele inmeye başlamıştık..


Mutfağa girince Clarke malzemeleri tezgaha koymuştu. Ve iki önlükten birini bana uzatmıştı. 'Al bakalım kek şampiyonu' dedi gülerek. 'Göster maharetini..' Ben de gülerek aldım önlüğü ve üzerime geçirdim. O da aynısını yaptıktan sonra yan yana durduk.

Tarife bakarken şok olmuştum. 'Clarke bu malzemeler ne?' dedim gülerken. 'Bu kek bizi batırır Clarke kalk gidelim..'

'Lexa..' diyip kahkaha atmıştı. 'Hayatım sen zenginsin hatırlatmama gerek var mı acaba?'

'Ya üç yumurta ne?' dedim hala gülerken. 'Kolisinden haberleri var mı acaba?'

Clarke hala kahkaha atıyordu. 'Ya sevgilim senin annen Bayan Woods..' dedi hala gülerken. 'Ne bu cimrilik ay..'

'Yeminle pişman oldum ha..'

'Lexa..' hala gülüyordu bak.. Sonuçta evlendik abi yani ekonomi devri devir. Düşünüyorsak o geleceği suç mu? 'Ya hayatım evimize bir bak istersen? Milyon dolarlık evde oturuyoruz ve üç tane yumurta mı fazla geldi şu an?'

'Doğru dedin kız' demiştim ben de. Çok mantıklı konuşmuştu şu an. Cidden öyleydi. 'Evet aynen ondan aferim bravo tebrikler..'

Kahkaha atıp yanağımdan öpmüştü. 'Çok tatlısın hadi şimdi kır şunları şimdi?'

Aşk ve Nefret' (gxg) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin