Dört ay sonra;Clarke ile evimizde günlerimizi geçiriyorduk mutlu bir şekilde. Evlenmemizin üzerine dört ay geçmişti bile. Clarke'ın karnı büyümüştü. Aşermeleri çoktan başlamıştı.. Tabii bir de duygusallığı.. Bazen olur olmadık anlarda ağlıyordu. 'Lexa bizi bırakmazsın değil mi? Beni sevmekten vazgeçmesin değil mi?' gibisinden laflarla beraber.. Ve bu sadece size verdiğim iki örnekti elbette. Daha fazlası da vardı..
Elbette ki her ağladığında ona sarılıp 'Tabii ki bırakmayacağım siz benim için bu dünyadaki en kıymetli şeylersiniz' diyerek saçlarından öpüyordum. O da biliyordu elbette bırakmayacağımı ama doğum yaklaştık sıra gerginliği artıyordu normal olarak. Altı aylık olmuştu kızımız. Evet duydunuz kızımız. Bir kızımız olacaktı. Güzeller güzeli bir kız çocuğu. Tam da istediğim gibi hayalimdeki gibi. Onu kucağımıza almamıza tam olarak üç ay kalmıştı. Ve ben şimdiden aşırı heyecanlıydım. Clarke'a çok belli etmiyordum bunu tabii ki.
Bugün annelerimiz ve kızlarla yemek yiyeceğiz. Hava enteresan şekilde güzeldi. Güneşliydi ve ılıktı. Zaten Mayıs ayındaydık. Oldukca da normaldi aslında. Ama konu Londra olunca işte.. Bu yüzden de bahçede yemek ve kahve keyfi yapacaktık. Cheryl ve Toni herkesten önce gelmişti ve bana yardım ediyorlardı.
'Cheryl sakın Lexa'yı mutfağa sokmuyorsun' dedi Clarke ona seslenirken. 'Ne yemek ne mutfak kalır bak..'
'Sokmam merak etme..' dedi Cheryl.
'Sokmayız merak etme..' dedi arkadan da Toni.
'Aşk olsun' dedim ona dudak büzerken. 'Cidden aşk olsun..'
'Sevgilim..' dedi oturduğu yerden bana doğru. 'Deneyimledik napalım..'
'Küstüm..'
'Gel yanıma bakim sen bir..'
'Geliyim..'
'Kedisin var ya kedi..' dedi bana gülerken. Ben de ona gülüp yanına oturmuştum. Karnına bakıp istemsizce gülmüştüm. Ve elimi koydum. Onu hissetmek istedim. Birden 'Oha' dedim şokla. Çünkü minik kızımız içeride yaramazlık yapıyordu belli ki.. Tekmesini hissetmiştim. Çok başka bir duyguydu. Çok başka.. Bildiğiniz her şeyi unutun sadece hissedin temalı bir duyguydu..
'Senin gibi yaramaz olacak' dedi Clarke kahkaha atarken.. 'Neden şaşırıyorum ki tabii ki sana benzeyecekti..'
'Tabii ki yani' dedim ben de gülerken. 'Mükemmel bir insanım tabii ki bana benzeyecek..'
'Pis egoist'
'Ben de seni seviyorum karıcığım..' dedim ve yanağına eğilip öptüm onu. Gülerek sımsıkı sarıldı bana doğru..
'Ben de seni seviyorum sevgilim' dedi birden ve dudaklarıma eğildi..
Akşam üstü saat 6;30 bahçede yemekte;
Herkes gelmişti. Ve bahçede kurduğumuz büyük masaya yerleşmişlerdi. Herkes gülerek sohbet ediyordu. Şöyle bir baktım herkese.. Ortama.. Ve içimden 'neler atlattık neler yaşadık neler geçirdik. Geçmişe şöyle bakıyorum da bazen gözlerim doluyor. Ama nihayetinde geçmiş denen şey yok artık. Gelecek var. Geleceğimiz var. Ve hepimiz birbirimize sahibiz. Mutluyuz, huzurluyuz.' dedim kendi kendime. Gülerek herkese bakarken Clarke o an elimi tutmuştu sımsıkı..
'Ne düşünüyorsun bakalım?' demişti gülerken.
'Seni..' demiştim ben de gülerken. O an hafifce eğildim ona doğru. 'Çıplak..'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk ve Nefret' (gxg) +18
Teen Fiction+18 sahneler mevcuttur' Havalı parti kızı Clarke Griffin ve sade hayatın seçimini yapan Lexa Woods'un nefretle başlayan bir aşk hikayesi.. Büyük aşklar nefretle başlar' 66. Bölüm dahilinde 'Cheryl ve Toni (choni)' çifti içinde bölümler yazılmıştır...