"Yeniden bir araya gelen ekip üyeleri, bu sefer daha güçlülerdir. Savaş yakındır, ellerini çabuk tutmaları ve hazırlıkları bitirmeleri gerekmektedir."
(DİKKAT! Serinin ilk kitabından başlanması, senaryonun anlaşılması için önerilir.)
🂫
Karakterler:...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[GIRIŞ]
Geçitin öteki tarafına geçtiklerinde mekanı yabancılayan ekip üyeleri kaş çatarak garipseyen ifadeleriyle Lalisa'ya baktılar kısa süre.
Koca kitaplıkların, rafların havada uçuştuğu bir kütüphanedelerdi. (Yazar: Bununla ilgili spoiler vermiş miydim 2. Kitapta? Hatırlamıyorum fakat sanırım vermiştim. Veyahut, öyle olması gerekiyor.)
"Yine mi arşiv? Cidden mi Lis?" Yoongi'ye karşılık Jimin konuştu. "Kitaplardan nefret ettiğini bilmiyordum Yoon."
"Bilemezsin çünkü etmiyorum."
Bu konuşmalar esnasında genç kız da ne olduğunu anlamamış bir şekilde kaşlarını çattığı sırada büyücü pat diye karşılarında görünüre çıkageldi. Yüzünde güler ifadesiyle şapkasının altından bir yarasa çıkarttı ve elinde tutarak üyelere baktı. "Hoşgeldiniz, gençler!"
"Efendim," direkt söze girdi Taehyung ve kılıcının altına, ipe sarıp beline bağladığı kitabı çıkararak uzattı. "Bunu size hediye misali getirdik. Kabul etmeniz dileğiyle..."
Büyücü kitabı alıp şöyle bir baktıktan sonra büyüyle havalandırdı ve üstlerde kalan raflardan birine yerleştirdi.
"Burası Oz Diyarı'na bağlı bir kütüphanedir. Bir çeşit çalışma odası olarak kullanırım. Portal açarken konum olarak bulunduğum yeri yazmış olmalısınız, hanımefendi." Lalisa'ya baktı doğrudan. Genç kız mahçupça gülümsedi.
"Mühim değil. Hediyeniz için teşekkürler, Bay Kim." Ardından Taehyung'a baktıktan sonra arkasını döndü, elindeki yarasayı devasa boyuta getirip üzerine binerek havalandığında üyeler peşinden baktılar. Namjoon birkaç adım ilerleyerek aşağısı boşluğa açılan ve havalanıp uçuşan raflarla, kitaplarla dolu dibi sisli uçuruma bakarken Yoongi uzun zamandır görünmeye hasret kalmış Slyph'i salarak ejderhaya dönüşmesine izin verdi. "Atlayın!"
Birkaç dakika sonra tüm üyeler, devasa kızıl kanatlarını çırparak göklere yükselen alev ejderhası Slyph'in sırtındalardı. Yoongi önde eğitmen olarak sahibi olduğu alev ruhunu yönlendirirken Jungkook hafifçe eğilerek kızıl sert tüylerini okşadı Slyph'in. "N'aber küçük adam? Görüşemedik epeydir."
Slyph burnundan ufak bir alev nefesi saldığında turuncumsu sis arkaya doğru süzüldü ve Jungkook'un elinde toplandı, yıllar önceki Slyph'in bedensel halini aldı. Kafası ateşten, avuca sığan minik bedeni pamuktandı. Lalisa, Jisoo ve Jennie bu minik tanıdığı gördüklerine pek bir sevinmişlerdi. Jungkook parmağıyla başını okşadı yavrucağızın. Slyph avucunun içinde sırtüstü uzandı ve bacak bacak üstüne atıp kendi piposunu yaktı. "Hayat sıkıcı. Aman be, ne yiyecek var ne içecek! N'asıl geçiyor bu günler? Hepiniz hayatsızsınız."