◄[Ⓧ]► X-WATT 3: Diriliş® | #f-action

⊗ [X-WATT: 3] - BÖLÜM 54 ⊗

"Fotoğraf 2. Kitabın kapak fotoğrafıdır. Yoongi 🥰"

[GIRIŞ]

(2 Gün Sonra...)

Kapıyı aralayarak başını uzatan Hoseok, yatakta uzanan Jisoo ile bakıştı. "Gelebilir miyiz?"

Jisoo ufak bir tebessümle gözlerini yumarak onay verince Hoseok kapıyı biraz daha aralayarak Taehyung'un içeri geçmesini bekledi, ardından kendisi peşinden kapıyı kapatarak Jisoo'nun karşısındaki yatağa oturdular.

"Nasıl hissediyorsun, ağrın var mı?" Diye sordu Taehyung. Jisoo başıyla reddetti.

"Herhangi bir sızın yoksa iyi göründüğünü söylemek isterim."

"Şu anlık bir şeyim yok." Diyerek yanıtladı Jisoo. "Namjoon'dan haber var mı?"

Ekip kaptanını soruyordu, genç adamın kendisine olan duygularından haberdar olmasına rağmen ona arkadaş gözüyle bakıyor ve onun iyiliğini istiyordu.

"Şu anda iyi. İki günde iyi toparlandı." Hoseok bakışlarını Taehyung'a çevirdi. Genç adam kendisini onaylarcasına başını salladı.

"Anladım." Sevinmiş olduğunu belirtti Jisoo. "Güzel."

"Namjoon'un ağır hasar alması şu anda isteyebileceğimiz son şey bile değil," dedi Hoseok. "Hiç gerek yoktu. Özellikle Yoongi'nin bir anda çıkagelmiş olma olayını da halen kavrayamadım."

2 gün önceki antrenman sırasında Yoongi geldiğinde, Namjoon ile girdikleri savaşta genç adamı az kalsın öldürüyordu, ta ki Jisoo araya girip ekip kaptanını çıldırmış üyeden koruyana dek. Ardından Yoongi'nin güçleri yeniden aktifleşerek Jisoo'yu da aradan çıkardıktan sonra üyelere dönüp bağırmıştı. Taehyung öfkeyle acele içinde toparlanacağı sırada Rose sinirli bakışlarla Yoongi'ye doğru ilerleyip suratına okkalı bir tokat savurarak kendisine gelmesini söyleyerek bağırmış ve gür ses tonuyla kendisini bayıltmayı başarmıştı nihayetinde. Sadece 45 dakikada gerçekleşen bütün bu olaylar ağır hasar almadan ucuz yırtan üyelerin sonuç olarak hastanelik olmasıyla sonlanmıştı.

Hoseok esnerken Taehyung başını kaldırdı. "Yoongi 2 gündür uykuda. Umarım Rose kalıcı hasar vermemiştir."

"Yoongi'ye mi?" Jisoo kahkaha attı dalga geçtiğini belirtirmişcesine. "Hiç sanmıyorum."

"Sen aç mısın? Hırlama Jis." Hoseok güç kopyalayarak elinde bir tepsi yemek oluştururken Taehyung güldü. Yemek tepsisini görünce yüzünü buruşturdu Jisoo. "Kusturma lütfen."

Hoseok pis pis sırıttı. "Merak etme, zehirlemem. (!)"

•••✮•••

Asansör kapıları açıldığında ıssız koridora giren Lalisa, kabinden indiği gibi ilerledi ve sağa saptı. Ardından köşeden sola dönerek zayıf ışıklandırmalı uzun hastane koridorunda adımlayıp sürgülü buzlu cam kapılara parmak izini okuttu ve kapılar açılınca içeri girdi. Peşinden kapanan kapılarla odanın soğuk esintisi bedeninde gezindi kısa bir an, ardından usul usul kaybolurken Lalisa başını çevirip etrafa bakındı. Hasta bakım odalarının kapalı kapıları üzerine asılmış oda numaralarına göz gezdirirken 006 numarayı gördüğü gibi odaya yöneldi. Kapıyı araladı ve içeri girdi sessizce. Odanın merkezine ilerleyince yatağın boş olduğunu, odada kimsenin olmadığını fark edince kaş çattı. "Yoongi?"

Bakışları hafif aralık pencereye kayınca adımlarını hızlandırdı ve ellerini kirişe koyarak aşağıya bakındı.

Atlamış olamazdı değil mi?

"Belki tuvaletted-..." Lalisa pencereden başını çektiği vakit bakışları yatağın yanındaki komodinin üzerinde duran kırmızı demirden halkaya takıldığında duraksadı.

Alev Yüzüğü'ydü.

Yoongi Alev yüzüğünü çıkarmış mıydı?...

Lalisa ağır adımlarla komodine ilerleyerek yüzüğü eline aldı. Sakin ve derin nefesleri soğuklaşmıştı. Gırtlağını kesermişcesine bir bıçak etkisi vardı her soluğunda.

Slyph'i bırakmıştı...

'Onlar'ı bırakmıştı. Belki de temelliydi...

Lalisa ağır ağır yutkunurken başı arkasına çevrildi, bakışları aralık pencereden giren esintiyle salınan tüle dikildi.

Yoongi gitmişti.

[BÖLÜM SONU]

"Sınav haftasındayız arkadaşlar, yoğun bir rutinimiz olacak. Wattpad'e giremezsem darılmayın. Şu anlık bölümleri yazıp yayımlayayım sonradan birikmesin istedim."